Logo

2. Hukuk Dairesi2023/612 E. 2023/3089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, kadının açtığı boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı ve kadın yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının doğru belirlenip belirlenmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı-davalı erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davacı kadının boşanma ve manevi tazminat taleplerinin kabulünün yerinde olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/264 E., 2022/2215 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/385 E., 2021/713 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davalı-davacı erkek vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın ve vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin çalışmadığını, kendisini darp ettiğini, hakaretler ettiğini, iftira attığını, kumar oynadığını, eve bakmadığını ve psikolojisinin bozuk olduğunu, bu nedenlerle aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu belirterek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra kendisini vekille temsil ettirmiş, ... kadın vekili 16.12.2017 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin hemşire olarak çalıştığını, müvekkilinin erkeğin hakaretlerine ve fiziksel şiddetine maruz kaldığını, müvekkilinin maaş kartının davalı tarafından kullanıldığını, ayrıca davalının müvekkiline kredi çektirdiğini, erkeğin kumar oynadığını ve müvekkilinin kazandığını paraları kumarda kaybettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin 2017 yılı Mart ayında boşanma kararı alarak evden ayrıldığını, babasının karşı çıkması üzerine tekrar evine dönmek zorunda kaldığını, erkeğin, aynı şekilde davranışlarını devam etmesi üzerine, erkekten, evden ayrılmasını istediğini, erkeğin, ayrılarak bir hafta sonra eve döndüğünü, erkeğin eve dönmesinden sonra çıkan kavgada, erkeğin, müvekkilini darp ettiğni belirterek şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilerek müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadın vekili birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkiline iftira atıldığını belirterek; açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, eşini sevdiğini, tekrar bir araya gelmek istediğini, dava dilekçesinde iddia edilen olayların yıllar önce gerçekleştiğini, kendisinin çalıştığını, ticaretle uğraştığını, şu an kadınla anlaşamama durumlarının olmadığını belirterek; açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının 09.04.2017 -10.04.2017 tarihleri arasında telefonunu kapattığını, müvekkilinin kadına ulaşamadığını ve bu nedenle başka bir şahıs ile bir hotelde konakladığını düşündüğünü, kadının tutarsız ve anlamsız davranışlarının bulunduğunu, ortada birşey yokken küsüp ayrılmak istediğini, kadın adına kuaför dükkanı açıldığını, ancak iflas ettiğini ve müvekkiline birçok borç bıraktığını, tarafların arasında geçimsizlik bulunduğunu, müvekkiline sürekli kötü davrandığını, sürekli küstüğünü, müvekkilini sevmediğini söylediğini belirterek; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarih ve 2017/297 Esas, 2019/646 Karar sayılı kararı ile; erkeğin sürekli borç yaptığı, kadına kredi çektirip ödettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının vücundaki morlukların tanıklar tarafından bizzat görüldüğü, bu olayların evliliğin devamı şartlarını zorlaştırdığı, evliliğin devamında korunmasını gerektirir bir yarar kalmadığı, kadının açmış olduğu boşanma davasında haklı olduğu, taraflar arasındaki sevgi, saygının tekrar onarılamayacak şekilde zedelendiği, erkeğin ise dava dilekçesindeki iddiaları ispatlayamadığı, böylelikle erkeğin evliliğin sona ermesinde tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin birleşen davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 7.500,00 TL manevî tazminata, tarafların birbirlerinden tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili

kadının kusurlu davranışlarının ispatlandığını belirterek her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 31.05.2021 tarih ve 2019/2209 Esas ve 2021/1043 Karar sayılı kararı ile kadının davasında erkek tarafından sunulan cevap dilekçesinin kadına tebliğ edilmediği, bu sebeple kadın vekilinin 16.12.2017 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinin süresinde verilen cevaba cevap dilekçesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dilekçe erkeğe usulünce tebliğ edilip, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının ise reddine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince, yasanın bu amir hükümlerine riayet edilmeksizin, usulüne uygun şekilde asıl davada dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşması yapılıp, tahkikata geçilerek işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince, kadının 16.12.2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinin erkeğe usulüne uygun şekilde tebliğinin sağlanması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmasından sonra ön inceleme duruşması için gün tayin edilerek, tarafların usulüne uygun gösterdikleri deliller toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, öte yandan; kadının manevî tazminata faiz talebinde bulunmamasına rağmen hangi gerekçe ile hükmedilen manevî tazminata boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulandığı hususunun belirtilmemiş olmasının da doğru görülmediği, emredici nitelikteki usul kuralları, istinaf aşamasında re'sen de dikkate alınması gerektiğinden erkek vekilinin istinaf başvurusunun sair yönleri incelenmeksizin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının asıl ve birleşen dava yönünden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı doğrultusunda asıl davada, erkek tarafından sunulan cevap dilekçesi kadına tebliğ edilmediği, kadın vekili tarafından 16.12.2017 tarihinde verilen dilekçenin süresinde verilen cevaba cevap dilekçesi olduğu kabul edilerek iş bu cevaba cevap dilekçesi erkek vekiline tebliğ edilerek dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmış, taraflarca yeniden bir delil ve tanık sunulmadığı anlaşılmakla gönderme kararındaki eksikliklerin giderildiği, erkeğin sürekli borç yaptığı, kadına kredi çektirip ödettiği, kadını darp ettiği, kadının vücudundaki morlukların tanıklar tarafından bizzat görüldüğü, erkeğin ise; dava dilekçesindeki iddialarını ispatlayamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL manevî tazminata, tarafların birbirlerinden tedbir ve yoksulluk nafakası ve kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama devam ederken evlilik birliğinin tekrar kurulduğunu, kadının erkeği affettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilime isnat edilen kusurlara dayanılarak boşanmaya ve müvekkilim aleyhine fahiş şekilde tazminata hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olduğunu, asıl davanın da reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminat yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğin sürekli borç yaptığı, kadına kredi çektirip ödettiğinden bahisle kusurlu olduğu belirtilmiş ise de; kadının bu yöndeki tanık beyanlarının bir kısmının kadından duyuma dayalı olduğu, tanık Hikmet tarafından sürekli borç ödendiği bildirilmiş ise de; bu borcun hangi taraftan kaynaklandığının belli olmadığı, aynı tanığın erkeğin uzun süredir kumar oynamadığını beyan ettiği, böylece kadın tarafından, erkeğin sürekli borç yapıp kadına kredi çektirip ödettiğine yönelik vakıanın ispat edilemediği, bu vakıa yönünden erkeğe kusur yüklenemeyeceği, erkeğin evlilik birlikteliği devam ederken eşine fiziksel şiddet uyguladığı, erkek dava tarihinden sonra tarafların birlikte yaşadıklarını, bu sebeple mevcut olayların kadın tarafından affedildiğinin kabul edilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de; erkeğin yargılama aşamasında birlikte yaşam iddiasında bulunmadığı gibi buna yönelik somut delil de sunulmadığı, erkeğin kadının kusurlu bir davranışını ispat edemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen 19.09.2019 tarihli ilk karar ile; kadın yararına 7.500,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, bu karara karşı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı, miktar yönünden erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, gerçekleşen bu durum karşısında, İlk Derece Mahkemesince verilen 18.10.2021 tarihli karar ile kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süreleri, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 7.500,00 TL manevî tazminat verilmesinin uygun görüldüğü, öte yandan; kadın talep etmiş olduğu manevî tazminata faiz talebinde bulunmamasına rağmen İlk Derece Mahkemesince; manevî tazminata boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vererek fazlaya dair hüküm kurması doğru görülmediği gerekçesi ile ... erkek vekilinin kusur belirlemesi, manevî tazminat miktarı ve tazminat yönünden yasal faize hükmedilmesi yönlerinden istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 7.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, davalı-davacı erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın yararına manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.