Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6153 E. 2024/2460 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma, ziynet alacağı ve maddi tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin boşanma, ziynet alacağı ve maddi tazminat konularındaki kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek istinaf mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/123 E., 2023/311 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1108 E., 2020/573 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 19.08.2016 tarihinde evlendiklerini, çocukları olmadığını, evliliğin ilk zamanlarından beri taraflar arasında huzursuzluk olduğunu, davalı tarafın evliliğin vermiş olduğu sorumluluklarını yerine getirmediğini, tarafların birbirinden kopuk yaşadıklarını, davalı tarafın müvekkiline sürekli fiziksel ve ruhsal şiddet uyguladığını, alkol problemi olduğunu, davalının kendisini silah ile yaraladığını ve 2 yıl boyunca tedavi gördüğünü, ailesini dövdürtmekle tehdit ettiğini, müvekkiline ait bir çok darp raporu olduğunu, davalının işleri kötü olduğu için müvekkilinin ailesinin taraflara yardım ettiğini ancak davalının bu paraları da alkol almak için kullandığını, borçlarından dolayı müşterek konutu da sattığını, kardeşine de alkollü bir şekilde saldırdığını, ölümle tehdit ettiğini, eski kız arkadaşına ulaşmaya çalıştığını öğrendiğini, bunu sorduğunda ''sen ...'nın tırnağı etmezsin'' cevabını aldığını, psikolojik şiddetlerine maruz kaldığını, tarafların aynı evinde içinde karı koca hayatı yaşamadıklarını adeta iki yabancı gibi yaşadıklarını bu durumun müvekkilini çok incittiğini, evliliğin devamının taraflar için bir yarar sağlamayacağını beyan ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarını, 4 adet 17 gram bilezik, 1 adet pırlanta set, 1 adet altın set, 1 adet altın künye bileklik, 41 adet çeyrek altın, 1 gr 15 adet küçük altın, 1 adet tam cumhuriyet altını, 1 adet 10 gr bilezikten ibaret ziynet eşyasının aynen, bu olmadığı takdirde değeri olan 5.000,00 TL'nin davalıdan alınmasına, 10.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili davaya cevap dilekçesinde; davacının işyerinden şartlarını beğenmediği için kendi isteği ile ayrıldığını, davacının çok yalan söyleyen bir kişi olduğunu, kendisine sürekli mantık ve para için evlendiğini söylediğini, kendisine küfür ve hakaretler ettiğini, maddî durumu kötüleştikten sonra, kendisi ile birlikte olmak istemediğini, kötü gününde yanında olmadığını, yatak odalarını dahi ailesine anlattığını, evden ayrılarak aylarca eve gelmediğini, telefonlara cevap vermediğini, erkek kardeşinin kendisini tehdit ettiğini, eşine hiç kötü davranışta bulunmadığını, eşinin kendisine çok çirkin iftiralar attığını, kendisinin evde besledikleri köpeğe tecavüz ettiğini iddia ettiğini bunu duyunca çok sinirlendiğini ve ailesi ile gitmesini istediğini, boşanma kararını ailesinin zoruyla verdiğini, boşanma davası açtıktan sonra kendisi ile görüşmeye devam ettiğini, memnun etmek için kendi üzerine kayıtlı evi üzerine yaptığını bu evi satarak kendine araba aldığını, bir kısmı ile borç kapattıklarını kalan paranın da davacıda kaldığını, işi ve parası bitince kendisine düşmen olduğunu, boşanmak istediğini beyan ederek boşanmaya karar verilmesini ancak davacının diğer taleplerini kabul etmediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bir kısım vakıalardan sonra davacının eve geri döndüğü anlaşıldığından davacının eve dönene kadar olan vakaları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu hususlar davalı tarafa kusur yüklenmediği, davacının müşterek konuta döndükten sonra iddia etmiş olduğu davalının borç nedeniyle araçları ve müşterek konutu sattığı, davalının alkollü araç kullanmaktan kaza yaptığı, davalının davacının kardeşine fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıyı eve kilitlediği, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ve hakaret ettiği, davalının başka bir kadınla mesajlaştığı hususları davacı tarafça kanıtlanamadığından bu durum davalıya kusur olarak yüklenmediği, davacının iddia etmiş olduğu davalının sürekli alkol tükettiği hususu tanık beyanlarından, hastane raporlarından anlaşıldığından bu durum davalı tarafa kusur olarak yüklendiği, dosya üzerinde yapılan incelemede evlilik birliğinin yürümemesinde sürekli alkol tüketen davalı erkeğin tam kusurlu olduğu davacı kadının kusursuz olduğu dosya kapsamından anlaşılarak bu haliyle evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum yönünden korunup kollanacak yarar kalmadığı gibi ortak hayatın sürdürülmesi davacı kadından beklenilemeyecek derecede temelinden sarsıldığı anlaşılmış boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusursuz olduğu, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceğinden tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile davalı erkeğin kusuru ve hakkaniyet ilkesi gereğince evlilik süresi dikkate alınarak davacı kadın yararına maddî tazminata karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminata, davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafta kaldığını ileri sürdüğü, davalı erkek ise 13.09.2018 tarihli dilekçesinde ziynet eşyalarının bozdurularak yurtdışı ve yurtiçi gezilere gittiklerini beyan ettiği, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu durumun aksini ispat yükü altında olan davacı kadın tarafından kanıtlanması gerektiği anlaşıldığı, ancak davalı erkek 13.09.2018 tarihli dilekçesinde takıların bozdurulduğunu beyan ettiği görüldüğünden ispat yükü ters çevrildiği, davalı erkek bozdurulan altınların davacının rızasıyla iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile ziynet alacağı talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile 39 adet çeyrek altın, 2 adet 7 gram 22 ayar bilezik, 4 adet 13 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 15 gram 22 ayar künye bileklik, 13 adet 1 gram 22 ayar altın, 1 adet 45 gram 22 ayar taşlı set, 1 adet 4 gram 14 ayar bilezik kabul edilerek aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 33.640,00 TL'nin davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, boşanma ve ziynet davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkekğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, aleyhe hükmedilen tazminat, savunma hakkının kısıtlanması, delillerin taktiri, ziynet borcu olmadığı, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, ziynet alacağı davasının ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...