"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/141 E., 2023/302 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1016 E., 2020/1290 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine, ziynet alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadğına karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ziynet alacağı davasının tefrikine eksikliklerin giderilmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından ziynet alacağına ilişkin karar, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî tazminata hükmedilmesi yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Somut uyuşmazlıkta, davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde ziynet alacağına ilişkin karar hakkında verilen tefrik kararı yönünden de temyize başvurmuştur. 6100 sayılı Kanun'un 168 nci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesinin tefrik kararları hakkında temyiz yoluna ancak hükümle birlikte gidilebileceği düzenlenmiş; yine gönderme kararları 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesi uyarınca kesin nitelikte olup bu kararlara karşıda temyiz yoluna başvurulamaz. Bu itibarla, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ziynet alacağına ilişkin talebi yönünden verilen tefrik-gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının agresif, geçimsiz, aşağılayıcı davranışları sebebiyle ortak hayatın çekilmez hale geldiğini, kadının Ordu'da bir akrabasının düğününe gitmek istediğini ancak sonrasında kadın Ordu'dan dönmek istemediğini fiilen iki yıldır ayrı yaşadıklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin üzerine düşen görevleri ve sorumlulukları yerine getirmediğini, eşiyle ilgilenmediğini, tarafların 12.07.2017 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını, erkeğin ailesinin yapmış olduğu konuta kadının rızası olmadığı halde eşyaları taşıdığını, istediği şey olmadığında eşini çocuk gibi azarladığını ziynetlerin rızası olmadan satıldığını erkeğe olan güveninin sarsıldığını, Ordu ya ailesinin yanına gelmesinin üzerinden 1 yıldan fazla bir süre geçtiğini ve kadının Ordu da kendini daha güvende ve huzurlu hissettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
Boşanmalarına,400,00 TL tedbir e yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, 7 adet çiftli burma bilezik ve ziynetlerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının Ordu'ya giderken taşınma işleminin devam ettiği,kadının taşınmayı bildiği ve rızasının olduğu, kadının Ordu'ya gittikten sonra geri dönmediği, erkeğin kadını getirmek için gittiği, fakat davalı kadının dönmediği, kadının ortak konutu sebepsiz terkederek geri dönmediği bu nedenle kusurlu olduğu, kadının iddialarını ispat edemediği gerekçesi ile asıl davanın kabulü karşı davanın reddi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 10.000,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, kadının ziynet alacağı talebi yönünden harcı yatırılarak usulünce açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile ziynet alacağı konusunda verilen karar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek; istinafa cevap dilekçesi ile lehine hükmedilen tazminatların miktarlarının arttırılarak hükmün onanmasını talep ettiğini bildirmiş olup bu haliyle istinafa cevap dilekçesi katılma yolu ile istinaf olarak değerlendirilebilecek ise de dilekçesini istinafa cevap dilekçesi olarak açıkladığı istinaf harcı yatırmadığı, ayrıca istinaf dilekçesi 05.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup cevap süresi 19.12.2020 tarihinde sona erdiği, istinafa cevap dilekçesini 21.12.2020 tarihinde ibraz edildiği, erkeğin istinafa cevap dilekçesi süresinde olmadığı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığından hükmün boşanmaya ilişkin bölümü kesinleştiği, erkek istinaf kanun yoluna başvurmadığından kusur tespiti erkek açısından kesinleştiği, ortak konutun rızası dışında erkek tarafından taşınmış olması nedeniyle kadına ortak konuta dönmemesi kusur olarak yüklenemeyeceği, terk nedenine dayalı olarak açılmış bir dava da olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın ailesinin yanında iken kadın istemediği halde ortak konutu taşıyan erkeğin tam kusurlu olduğu, bu halde erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı kusur değerlendirmesi ile kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü usul ve yasaya aykırı ise de bu yön taraflarca istinafa getirilmediğinden yanılgıya işaret edilmekle yetinildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile boşanmaya neden olan vakıanın kişilik haklarını ihlal eder nitelikte bulunmadığından kadın için manevî tazminat koşulları oluşmamakla beraber kusuru bulunmayan kadın lehine maddî tazmınat koşulları gerçekleştiği, yine boşanmakla yoksulluğa düşecek olan kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerekmekle birlikte tarafların evlilik süresi, ortak çocuklarının bulunmayışı, yaşları dikkate alınarak toplu yoksulluk nafakasına hükmetmek gerektiği, ziynet alacağı davasında, kadın davayı adli yardım talepli olarak açtığı, mahkemece 11.07.2019 tarihli ara karar ile: kadının adli yardım talebi reddedildiği, harç ve gider avansını yatırması, ziynet eşyalarının cinsini ve değeri konusunda açıklama yapılması, harç yatırılması için kesin süre verildiği, kadın tarafından karşı dava harcı yatırıldığı ziynet alacağına ilişkin harç yatırılmamış ise de; adli yardıma ilişkin öncelikle kadının adli yardım talebinin reddi ile 1 hafta içinde karara itiraz edebileceği belirtilerek karar verilmesi, ret kararının kesinleşmesinden sonra değer bildirip harç yatırılması için süre verilmesi gerekirken adli yardım talebinin reddine ilişkin kararla ilgili itiraz süreci işletilmeden verilen kesin süre sonuç doğurmayacağı, açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı kadının, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar, maddî tazminat talebi ile ziynet alacağı talebine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının ilgili betlerinin kaldırılmasına, kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihinden itibaren aylık 400,00 TL'den 6 yıllık 28.800,00 TL toplu yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine, kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylem ispat edilmediği için kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı talebinin eldeki davadan tefriki ile; kadının adli yardım talebine ilişkin olarak HMK 337 nci maddesine uygun şekilde karar verilerek sonucuna göre işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesinegönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; ziynet alacağına ilişkin, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına toplu yoksulluk nafakası ile maddî tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası hakkında verilen gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Davacı-karış davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.