Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6186 E. 2024/4255 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları ve paranın alım gücü gözetilerek, hükmedilen tedbir nafakası ve maddi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle Yargıtay, yerel mahkeme kararının bu kısımlarını bozmuş, diğer kısımlarını ise onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1792 E., 2023/1028 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/272 E., 2021/501 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının ev içerisinde yaşadığı yeri ve yatağını ayırmasına, kadın ve ortak çocuklarla yemek yememesine, yemeğe çağrıldığında icabet etmemesine, kendisine yemek götürüldüğünde kabul etmemesine, ortak çocuğa görücü geldiğinde kadına çocuğun babasına sen var demesine, ortak çocuğu görücü gelen kişi ile görüşmesi halinde annesini boşayacağı yönünde tehdit etmesine, ortak çocuğa 2. görücü geldiğinde zorluk çıkarmasına, ortak çocuğun düğününde takılan takıları istemesine, kadına ve ortak çocuklara yönelik tehdit ve hakaretine, kadına birden fazla fiziksel şiddet uygulamasına, ortak çocuklara yönelik fiziksel şiddetine, birlik görevlerini yapmamasına, ortak çocuğu eşyasız evin alt katında yatırmasına, kadının yakınlarına hakaret edip evden kovmasına vakıa olarak dayanarak tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; isnat edilen kusurları kabul etmediklerini belirterek, kadın ve ortak çocuklar tarafından müvekkilinin ev içinde dışlanmasına, erkeğin ev içerisinde ihtiyaçlarını kendisinin karşılamasına, kadının birlik görevlerini yerine getirmemesine, eğitim farkı nedeni ile ortak çocuğa görücü gelenlerin erkek tarafından reddedilmesi üzerine kadının cinsel birliktelik dahil hiç bir görevini yapmayacağı yönünde tehditte bulunmasına, kadının erkeği sevmediğini erkek olarak görmediğini söylemesine, başka kişilerle mukayese etmesine, erkekten kendisini boşamasını istemesine, özel günlerde erkeğe eşlik etmemesine erkeği yalnız bırakmasına, çocukları erkeğe karşı kışkırtmasına, kadının kardeşi ve onun eşine erkeği darp ettirmesine, ortak çocukların erkeğin darp etmesine, kadının erkeğe hakaretine, kadının ve ortak çocukların erkeğe odadan çıkmayacaksın demelerine, ameliyat olan müvekkiline kadının bakmamasına hastalığı ile ilgilenmemesine vakıa olarak dayanıp asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin tarafların son ayrılıklarından 3-4 yıl öncesinden itibaren üst katta kaldığı, kadın ve ortak çocuklarla birlikte yemek yemediği, çağırdıklarında aşağıya inmediği, kadın yemek götürdüğünde yemediği, tarafların ortak çocuğuna ilk görücü geldiğinde kadına "çok istiyorsan babasına sen kendin git" dediği, ortak çocuğu ise "konuşmaya devam edersen 26 yıllık evliliğimi bitiririm" şeklinde tehdit ettiği, yine ortak çocuğa ikinci kez görücü geldiğinde zorluk çıkardığı, sonrasında düğünde takılan takıları istediği, ilk görücüden sonra duvarlara çarpı atıp "yemin ettim vermeyeceğim, bu çizikleri gördükçe aklınıza gelsin" şeklinde sözler söylediği, kadına "serkeş, hayvan, köpek, çirkef" şeklinde sözler söylediği, ortak çocuklara "ya bu evden s.ktirin gidin ya da kirasını ödeyin" dediği. Antalya'ya gittiği dönemde evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, yine genel olarak evin ihtiyaçları ve eksiklikleri ile tam anlamı ile ilgilenmediği, bir seferinde mutfak malzemesi istendiğinde "ben size ne getireceğim yal mı getireceğim" dediği, yatağını ayırdığı, uzun yılar boyunca kadın ile küs kaldığı, birden fazla kez kadını darp ettiği, darp ederken araya giren ortak çocuğa "sen köpeksin, sen aşağıda yaşa, köpekler aşağıda yaşar" şeklinde sözler söylediği, kadının kardeşinin de kadının vücudundaki darp izlerini gördüğü, erkeğin bunları göstermek için kardeşini çağırdığından bahisle kadına sinirlenip şiddet uygulamaya kalktığı, "bunlar gittikten sonra ben sana bunun hesabını sorarım" şeklinde tehdit ettiği, ortak çocuğa "seni aşağıda, dışarıda yatıracağım görürsün" dediği, "size daha çok çektireceğim buraya çiziyorum" dediği, kadının kardeşine ise "evimden s.ktir olup gidin" deyip evden kovduğu, kadının ise erkek için "beni boşasın, ben onu sevmiyorum" şeklinde sözler söylediği, erkeğin ailesini ziyarete gittiklerinde somurttuğu, "hadi gidelim, daha burada duracak mıyız", "biz köye gelmezdik, para almak için geldik" şeklinde sözler söyleyerek erkeğin aile içinde zor anlar yaşamasına sebep olduğu, bazı bayramlarda erkeğin ailesini ziyarete yalnız gittiği, erkeğe "ne barışması, hala benden umudun mu var, benden medet mi umuyorsun" şeklinde sözler söylediği, bu şekilde gelişen olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının az kusurlu olduğu, kadının çalıştığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın çalıştığından işe girdiği tarihten sonrası için tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 21.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî-manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, aleyhe tazminata hükmedilmesi, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında ortak çocuklara fiziksel şiddet uygulama kusurunu da işlediği, kadına yüklenen kusurlardan erkeğin ailesine gittiklerinde surat asma, erkeğin ailesine gittiklerinde biz para almaya geldik deyip erkeği zor durumda bırakma kusurlarının hatalı olduğu, erkeğin anılan kusurlara vakıa olarak dayanmadığı, vakıa olarak dayanılmayan bir olaydan ötürü karşı yana kusur yüklenemeyeceği, bu nedenle mezkur iki kusurun kadından çıkarılmasının gerektiği, kadının gerçekleşen kusurlarının yanında erkeğin ameliyatı sırasında erkekle ilgilenmeme kusurunu da işlediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, dava tarihinden geçerli olmak ve karar kesinleşinceye kadar devam etmek üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, talebinin çalışmaya başladığı tarih itibariyle kaldırılmasının isabetli olmadığı, asgari ücretle çalışmaya başlayan kadının özürsüz işyerine gitmediğinden iş ilişkisinin sonlandığı, tarafların gelirlerinin eşit düzeyde olduğu, kadın çalışmaya devam ediyor olsaydı kadın lehine yoksulluk nafakası koşulları oluşmayacağından ve kadın kendi kusurlu davranışları nedeniyle işyerinden ayrıldığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri doğru olduğu, ancak tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçeleriyle tarafların kusur belirlemesi, kadının tedbir nafakasının kaldırılması, tazminatların miktarları yönlerinden istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak ve İlk Derece Mahkemesince kadın lehine hükmedilmiş olan tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın temyiz dilekçesinde; tam kusurlu erkeğin davasının kabulünün doğru olmadığını, tedbir nafakasının ve tazminatların miktarının yetersiz olduğunu, yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tedbir nafakasının ve tazminatların miktarları ile reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının davasını kabulü, tedbir nafakası, tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. Davacı-karşı davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve maddî tazminatın miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.