"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1558 E., 2023/656 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1124 E., 2021/291 K.
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1991 yılında evlendiklerini, Almanya Heilbronn Yerel Mahkemesi'nin 22.11.2011 tarihli 1 F 118/16 sayılı boşanma kararı ile boşandıklarını, bu davanın tanınması için Edirne Aile Mahkemesi'nde tanıma talepli dava açıldığını, müvekkilinin yıllarca Almanya'da çeşitli işlerde çalıştığını, davalının da çalışarak geçimlerini birlikte sağladıklarını, tarafların evlilik birliği içerisinde Edirne İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 519 ada 26 parselde bulunan arsayı ve Edirne İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 245 ada 119 parsel, 1 nolu bağımsız bölümü birlikte edindiklerini, taşınmazların edinilmesinde müvekkilinin de katkısı olmasına rağmen taşınmazların tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL katkı payı alacağının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu arsanın 1994 yılında, meskenin ise 1996 yılında alındığını, taraflar arasında herhangi bir mal rejimi sözleşmesi olmadığını, taşınmazların müvekkilinin kişisel malı olduğunu, taşınmazların edinim tarihine kadar davacının çalışmadığını ve taşınmazların alımında katkısı olmadığını, tarafların evlilik tarihinin 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce olduğunu, bu tarihten önce veya sonra taraflar arasında mal rejimi sözleşmesi akdedilmediğini, tarafların 1991 yılında evlenip müvekkilinin davacıyı 1992 yılında Almanya'ya yanına aldırdığını, 1996 yılında müvekkilinin anne babası ile aynı konutta oturduklarını, davacının 2005 yılına kadar çalışmadığını, 2005 yılından sonra da düşük bir ücretle çalıştığını, müvekkilinin 1991 yılında çalışmaya başladığını, halen çalışmaya devam ettiğini, dava konusu taşınmazların edinilmiş mal değil, kişisel mal olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın Almanya'da çalıştığını iddia etmiş ise de, buna ilişkin kayıtları ibraz edemediği, dinlenen bir kısım davalı tanıkları beyanlarında taraflar ile 1992'den 2000 yılına kadar birlikte yaşadıkları, davacı kadının 2000 yılına kadar çalışmadığını belirttikleri, davacı tanıklarının, davacının çalıştığını iddia etmiş iseler de, taşınmazların alınmasına davacının katkısını ve katkı miktarını açık ve net olarak ifade etmediklerini, duyuma dayalı anlatımlarda bulundukları, davacı da iddialarını destekler herhangi bir yazılı belge sunamadığı, dava konusu taşınmazların taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, 01.01.2002 öncesi taşınmazların alındıkları dönemlerde davacı kadının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı, davacının taşınmazların edinilmesinde para ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle somut olarak katkıda bulunduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafınan istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekilinin taşınmazların satın alındığı dönemde katkısı olduğunun ispatlandığını, tanık beyanlarına itibar edilmediğini, kaldı ki tanık Fethi'nin beyanları ile cevap dilekçesinin arasında büyük çelişki olduğunu, davalı tanıklarına itibar edilemeyeceğini, davanın ispatlandığını belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mahkemenin vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde öne sürdükleri sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katkı payı alacağına ilişkin olup uyuşmazlık, davalı adına kayıtlı taşınmazların alımı sırasında davacının katkısının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.