"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2304 E., 2023/966 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/41 E., 2021/1096 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların yaşam biçimleri ve dünya görüşlerinin farklı olduğu, davalının sürekli kendi ailesinin ve annesinin yanında kalmaya zorladığını, sürekli boşanma ile tehdit ettiğini, ilgisiz davrandığını ailesinin evliliğe çok müdahale ettiğini, sürekli aşağılandığını, hakaret edildiğini, şiddet uyguladığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak; aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarının doğru olmadığını, tarafların arasında boşanmaya sebep olacak hiçbir sebep yaşanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2016 yılında evlendiği, erkeğin evlilik birliği içinde kadını üç dört kez baba evine bıraktığı,kendi ailesinden ve mahallesinden ayrılmak istemediği bu sebeple ailesine yakın bir yere taşındıkları, erkeğin sürekli ailesinin yanına gittiği, tanığa annesi ve eşi arasında kaldığını söylediği annesinin evlilik birliğine müdahele ettiği erkeğin de sessiz kaldığı, kendi ailesinin evinde yemek yemeyi alışkanlık haline getirdiği, kadının hamileliğiyle ilgilenmediği ve hastaneye gelmediği, 'ben bu evliliğin sonunu görmüyorum' dediği, davacının annesine 'sana şerefsizlik, saygısızlık yapacağım' dediği, çocuk kendisine verilirse anlaşmalı boşanacağını söylediği, kadının annesine 'kızının arkasında durmasaydın' dediği, son olayda kadını ve çocuğu annesinin evine bırakıp gittiği ve kadına ceza olsun düşüncesiyle arayıp sormadığı birliğin temelinden çökmesinde davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki tesisine ortak çocuk için aylık 200,00 TL tedbir, 350,00 TL iştirak davacı kadın için aylık 200,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakası, kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili lehe hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili davanın kabulünü ve fer'îleri yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin yaşanan son olayda kadını ve ortak çocuğu kadının babasının evine bırakma kusurunun gerçekleştiği, ancak bu durumun evlilik içinde bir kaç kez daha yaşandığına kadının vakıa olarak dayanmadığı, bu itibarla kadını birden fazla kez baba evine bırakma kusurunun hatalı olduğu, erkeğe yüklenen çocuk kendisine verilirse anlaşmalı boşanmayı kabul edeceğini söyleme, cezalandırmak amacıyla kadını arayıp sormama ve erkeğin kadının annesine söylediği "kızının arkasında durmasaydın" biçimindeki beyanına kadının vakıa olarak dayanmadığı, vakıa olarak dayanılmayan olaylardan ötürü karşı yana kusur yüklenemeyeceği, bu itibarla mezkur kusurların erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğin evliliğin sonunu görmüyorum şeklindeki beyanına dair tanıklık eden Saliha'nın beyanının zaman unsuru içermeyen soyut anlatımlar olduğu ve bu kusurun da erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğe yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin ek kusurunun ispat edilemediği, erkeğin bildirdiği delillerle kadının kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, yargılama sonucunda kusursuz bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin; davacı kadın vekilinin, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarına, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına ve kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, çocuk için aylık 500,00 TL iştirak, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının, kadın için 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; nafakaların ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili; hükmün tamamının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.