"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/737 E., 2023/683 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/159 E., 2023/135 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, gece geç eve geldiğini, bekar hayatı gibi yaşadığını, ortak konutu terk ettiğini, eşinin onur ve şerefini rencide edecek sözler söylediğini belirterek, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı- davalı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; dava devam ederken kadının iftira atarak şikayetçi olduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma neticesinde kadının iftira attığı tespit edildiğini,erkek hakkında sebepsiz yere soruşturma başlatıldığını, erkeğin bir gece boyunca gözaltına kaldığını ve yaşanan bu süreç tam bir psikolojik yıkım meydana getirdiğini belirterek, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmasına karar verilmesini, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, eşiyle herhangi bir şekilde sorun ve problemleri olmadığı halde evlendikten sonra eşinin ailesinin evliliğe müdahalesinin olduğu, şiddet eğilimi olduğunu, hakaret ettiğini, tamamen kusurlu kişinin davacı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten sonra davalının ailesinin en üst katındaki çatı katında yaşamaya başladıklarını, eşinin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin gizlice altınları bozdurduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına karar verilmesini 200.000,00 TL manevî tazminat ve 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2020 tarihli, 2019/449 Esas, 2020/664 Karar sayılı kararı ile tarafların evlilik öncesi dönemlerinden itibaren sık sık tartışma ve anlaşmazlıklar yaşadıkları, evlilik esnasında tarafların kadının eve geç saatlerde gelmesi, erkeğin istemediği kişilerle görüşmesi, bir konsere erkeğin rızası olmaksızın gitmesi ve yine kadının Tiktok üzerinden çekerek yayınlamış olduğu video gibi nedenler ile birçok kez tartışmalar yaşandığı, kadının erkeğe yönelik hakaret içerikli ifadelerde bulunduğu, "Eski arkadaşımdan da daha karaktersizsin.", "Evin erkeği de eve ekmek getirmiş.", "Bana bu aracı almak zorundasın, zaten istesen de alamazsın, zaten bu gerizekalılıkla aracı alamazsın ama ben yine de aldıracağım.", "Bırak ya, o erkek mi gerizekalı defolsun, ben hürüm, ben böyleyim.", "Evimizin erkeği gelmiş, vay be sen erkek miydin" şeklinde aşağılayıcı söz ve söylemler sarf ettiği, taraflar arasındaki whatsapp görüşmelerinde de tarafların birbirlerine yönelik son derece saygısız ve evlilik birliğine yakışmayacak şekilde ifadeler sarf ederek iletişim kurduklarının görüldüğü, yine her ne kadar eldeki davanın açılma tarihinden sonra da olsa erkeğin kadına yönelik gerçekleştirdiği basit yaralama eylemi nedeniyle yargılandığı ve adli para cezasına hükmedildiği ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, evliliğin sona ermesine sebebiyet veren olaylarda taraflar arasındaki whatsapp görüşmeleri de gözetilerek erkeğin de kusuru bulunsa da kadının kusurunun daha ağır olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına karar verilmiş, davalı kadın vekili davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli kararı ile mahkemece davalı tarafa tanık Deniz'in açık adresinin bildirilmesi için kesin süre verilmesi ve adres bildirildiğinde yeniden talimat yazılması gerektiği, tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verilerek davanın esası ilgili hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve yerel mahkemece davanın yeniden görülerek, belirtilen hususlar araştırılıp değerlendirilmek ve tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafa tanık Deniz'in açık adresinin bildirilmesi için kesin süre verildiği ve adres bildirildiğinde yeniden talimat yazılarak davalı tanığının beyanının alınması amacıyla 6100 sayılı Kanun'un 240 ıncı ve 241 inci maddelerindeki düzenlemeler gereğince gerekli tüm işlemler gerçekleştirildiği ancak tanığın beyanının alınması mümkün olmadığından 6100 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesi uyarınca yargılamaya tanığın dinlenmesinden vazgeçilmiş sayılarak devam edildiği, tarafların evliliklerinden yaklaşık 4-5 ay sonra müşterek yaşama son verdikleri ve ayrı yaşamaya başladıkları, dinlenen tanık beyanlarından tarafların evlilik öncesi dönemlerinden itibaren sık sık tartışma ve anlaşmazlıklar yaşadıkları, evlilik esnasında tarafların kadının eve geç saatlerde gelmesi, erkeğin istemediği kişilerle görüşmesi, bir konsere erkeğin rızası olmaksızın gitmesi ve yine Tiktok üzerinden çekerek yayınlamış olduğu video gibi nedenler ile birçok kez tartışmalar yaşandığı,kadının erkeğe yönelik hakaret içerikli ifadelerde bulunduğu, "Eski arkadaşımdan da daha karaktersizsin.", "Evin erkeği de eve ekmek getirmiş.", "Bana bu aracı almak zorundasın, zaten istesen de alamazsın, zaten bu gerizekalılıkla aracı alamazsın ama ben yine de aldıracağım.", "Bırak ya, o erkek mi gerizekalı defolsun, ben hürüm, ben böyleyim.", "Evimizin erkeği gelmiş, vay be sen erkek miydin" şeklinde aşağılayıcı söz ve söylemler sarf ettiği, taraflar arasındaki whatsapp görüşmelerinde de tarafların birbirlerine yönelik son derece saygısız ve evlilik birliğine yakışmayacak şekilde ifadeler sarf ederek iletişim kurduklarının görüldüğü, yine her ne kadar eldeki davanın açılma tarihinden sonra da olsa erkeğin kadına yönelik gerçekleştirdiği basit yaralama eylemi nedeniyle yargılandığı ve adli para cezasına hükmedildiği ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, evlilik birliklerinin fiilen sona erdiği, evliliğin sona ermesine sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; her üç davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına kadının yasal şartları oluşmayan nafaka talebinin reddine, tarafların evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kanaatine varıldığından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde;kusur belirlemesi,erkeğin davalarının kabulü, eksik inceleme, nafaka talebinin reddi,tazminatların reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından da kabul edildiği üzere, taraflara isnat edilen kusurların tanık anlatımı ve dosyaya ekli diğer belgelerle, özellikle ceza mahkemesinin ilamıyla sabit olup, ceza mahkemesinin mahkumiyete ilişkin ilamının tabidir ki hukuk hakimini bağladığı, akrabalık veya diğer bir yakınlık durumunun, başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı gibi aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olup, dosyada tanıkların, olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu da olmadığından ve İlk Derece Mahkemesi tarafından kaldırma kararına uygun şekilde yargılama yapılıp dava sonuçlandırılmış olduğundan ve istinaf incelemesi istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılıp, kadının tanık listesinde ismini bildirdiği Deniz G. isimli tanığı dışındaki tanıklarına yönelik bir istemi bulunmadığından: bu hususun artık erkek lehine kazanılmış hak oluşturduğu ve kadın tarafından artık bu hususun ileri sürülemeyeceği, bunun dışında boşanma davasının açılması sonrasında meydana gelen olaylar nedeniyle ayrı bir dava açılması halinde bunun inceleme konusu yapılabileceğinin Yargıtay uygulaması ile sabit olması karşısında erkek tarafından açılmış olan 2022/275 Esas sayılı dava dosyası yönünden de karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kadının bu yönden itirazlarının da yerinde olmadığı, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ile, iki tarafın da davalarının kabulünde, kadın yararına bu tespit nedeniyle tazminat takdir edilmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davalarının kabulü, kusur belirlemesi, eksik inceleme ile karar verildiği, karşı taraf lehine usulü kazanılmış hakkın doğmadığı, af söz konusu olduğu, istinaf dilekçesinde konu edilen nafaka hususuna yönelik itirazların değerlendirilmediği, karar tarihi itibariyle sabit gelirli bir çalışan olsa da boşanma davası sürecinde çalışmadığı bir süreç olup hali hazırda da bir işi olmayan kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davaları, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, reddinin doğru olup olmadığı, eksik istinaf incelemesi yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci, 355 inci, 359 uncu maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
İstinaf talebinde bulunan davalı -davacı kadın vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde, reddedilen nafaka talepleri ile ilgili de itirazda bulunulduğu, ne var ki davalı -davacı kadın vekilinin bu itirazının Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi dışında bırakılarak incelenmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanunu'nun 355 inci maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. O halde, davalı -davacı kadın vekilinin reddedilen nafaka taleplerine yönelik istinaf talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, istinaf sınırlamasının hatalı yapılması ve bu hatalı sınırlandırmaya göre davacı kadın vekilinin reddedilen nafaka taleplerine yönelik istinaf talebinin incelenmemesi doğru olmayıp kararın münhasıran bu sebepten bozulması gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.