"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/381 E., 2023/599 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/581 E., 2020/936 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, karşı boşanma davasının reddine, erkeğin mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteminin tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının önce ortak konutun anahtarını değiştirerek erkeğin ortak konuttan istifadesini sınırladığını, devamında ise Silivri Aile Mahkemesi'ne müracaat ederek erkeğe terk ihtarı gönderdiğini, terk ihtarının erkeğe tebliğinden sonra erkeğin ortak çocuğu görmeye gittiği esnada konuta air otoparkın kumandasını erkekten geri istediğini, dört yıl önce tarafların yataklarını ayırdıklarını, kadının erkeğe hakaret ettiğini ve evden kovduğunu, aşağıladığını, erkeğin ailesi ile görüşmesine ve ziyaretlerine karşı çıktığını, bir yıla yakındır ayrı yaşadıklarını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, bu talep kabul görmediği takdirde ortak velâyet düzenlenmesi yapılmasına, kadın adına kayıtlı taşınmazın yapılacak keşif sonucu tespit olunacak karar tarihine en yakın değerinin 1/2 'si tutarında katılma alacağının kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşiyle de ilgilenmediğini, hiçbir haklı sebebi olmaksızın aile birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemek için Kasım 2017 tarihinde ortak evi terk ederek babasının evine gittiğini, erkeği defalarca ortak evlerine davet ettiğini, telefonla arayıp mesajlar gönderdiğini, buna rağmen evine dönmeyince Silivri Aile Mahkemesi'nin 2018/201 D.iş nolu dosyasıyla kendisine eve dönmesi için çağrıda bulunduğunu, karşı tarafın iddialarının tümüyle gerçek dışı olduğunu, ortak konutun anahtarının değiştirilmediğini, kadına ait olduğu söylenilen evin kredi ile alınıp taksitlerin kadın tarafından ödenmekte olduğunu, erkeğin çocuğa maddî yardımda bulunmadığını iddia ederek, terk sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına. ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı- karşı davalı tanıklarının beyanlarından kadının cinsel birliktelikten kaçındığının ve erkeği küçümseyip, hakaret ettiğinin sabit olduğu, erkeğin de kadına ''ben hayatımı yaşayacağım ... , sen bana karışamazsın '' şeklinde söylemleri olsa da kadının kusurunun daha ağır olduğu, kadının iddiasına göre terk eyleminin 2017 yılında gerçekleştiği, kadının Silivri Aile Mahkemesinin 2018/201 Değişik İş sayılı kararı ile eve dön ihtarında bulunduğu, ihtara ilişkin ilamın 12.07.2018 tarihli olduğu, terk nedenine dayanan boşanma davasının yasal iki aylık süre geçtikten sonra açılabileceği, karşı davanın ise iki aylık süre henüz dolmadan 02.10.2018 tarihinde açılmış olduğu, bu haliyle terk nedenine dayanan boşanma davasının şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile açılan asıl boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 900,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 164 ünci maddesi gereğince terk sebebine dayalı olarak açılan ve yasal koşulları oluşmayan karşı boşanma davasının reddine, kadının halihazırda düzenli ve yeterli gelir elde ettiği anlaşıldığından lehine yoksulluk nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesinin ihlali niteliğinde olduğunu, terk sebebiyle boşanma davasının şartlarının oluşmadığı ve yoksulluk nafakasının reddi yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, erkeğin birlikte yaşamaktan kaçındığını inkar etmemekte olduğunu, erkeğin dava açarak gerçek dışı iddialarda bulunmasına ilişkin bu tutumunun dürüstlük kuralına tümüyle aykırı olduğunu, hükmedilen iştirak nafakası miktarının yeterli olmadığını beyan ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, terk nedenine dayalı olarak açılan karşı boşanma davasının reddi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, terk nedenine dayalı olarak açılan karşı boşanma davasının reddi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, terk sebebine dayalı olarak açılan karşı boşanma davasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı, asıl boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası,164 üncü maddesi, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.