Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6275 E. 2024/5691 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve usule uygun olarak verdiği kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/716 E., 2023/534 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Mardin Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/95 E., 2022/165 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine,karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kocanın, ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kaldığını, müvekkilinin ailesiyle görüşmediği gibi müvekkilinin görüşmesini de kısıtladığını, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin ailesine de hakaret ettiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle tarafların boşanmalarına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı ve 162 nci maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye tevdiine, çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmaması halinde ziynet bedelinin yasal faiziyle tahsiline, çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, yemek, temizlik yapmadığını, sürekli geç saatlere kadar ailesinin evinde vakit geçirdiğini, sık sık küserek baba evine gittiğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, müvekkilinin babasına terlik fırlattığını, akrabalarını evden kovduğunu, ailesinin birliğe müdahalesine sessiz kaldığını, hamileyken evi terk edip bir daha ortak konuta dönmediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya tevdiine, çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının kocayla sürekli tartıştığı, kocaya, kocanın babasının bulunduğu ortamda terlik fırlattığı, yaşanan tartışmaların ailenin huzurunu bozduğu, taraflar arasında yaşanan son olayda kadının annesini ziyarete gittiği ve bir daha müşterek konuta dönmediği, müşterek konuta dönmemesini haklı kılan herhangi bir sebebin ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye tevdiine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine takdir edilen 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kocanın maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 22 ayar 80'lik 116 gram 1 adet zincir, 6 adet 22 ayar 25’er gram bilezik, 22 ayar tuğra yarım metre zincir 25 gram, 1 adet kolye, 22 ayar 6 gram 1 adet yüzük, 22 ayar 7 çeyrekli 18 gram 1 adet künye, 22 ayar 25 gram 1 adet zincir kolyenin aynen iadesine, kadının çeyiz eşyası ve ev eşyası yönündeki taleplerinin reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğu, eksik incelemeyle verilen karşı davadaki boşanma kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin yasa ve hukuka aykırı olduğunu, karşı davanın reddi, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak kadının boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, kocanın boşanma davasının kabulü, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, velâyet, tazminat taleplerinin reddi ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliği içerisinde kocanın, sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, ziyaret amaçlı ailesinin evinde olan kadına “ya eve gelirsin ya da seni de karnındaki çocuğu da istemiyorum” demek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, buna karşılık kadının da yaşanan tartışmalarda kocaya hakaret ettiğinin sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen “kocaya terlik fırlatma” vakıasından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu eylemin koca tarafından affedildiği, affedilmese bile hoşgörü ile karşılandığı, kadının haklı sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınmasının da söz konusu olmadığının anlaşıldığı, bu itibarla kadına kusur olarak yüklenen "kocaya terlik fırlatma ve birlikte yaşamaktan kaçınma" vakıalarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, kadının az, kocanın ağır kusurlu olduğu, tarafların kusur belirlemesine, davacı- davalı kadının davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar vermek gerektiği,kadının çalışmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmetmek gerektiği, velâyetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar vermek gerektiği, ziynet alacağı yönünden de tefrik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, dolayısıyla davacı- davalı kadının kendi boşanma davasının reddine, kusur belirlemesine, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakasının miktarına; davalı- davacı kocanın kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına, 30.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk Damlanur yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalı- davacı kocadan alınarak, davacı- karşı davalı kadına verilmesine, ziynet alacağına ilişkin talebin HMK'nın 167 ve 360. maddesi gereğince tefrik edilerek ayrı bir esasına kaydedilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesinin hatalı olduğu ve tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı ve kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.