"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/829 E., 2022/1053 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminatın miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın yararına 40.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin ilk yıllarından itibaren müvekkiline fiziksel ve sözlü olarak şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve bir eşin yerine getirmesi gereken hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, marangozluktan elde ettiği parayı alkole ve kumara vererek ailesini zor durumda bıraktığını, çıkan tartışmalar esnasında sürekli hakaretler ettiğini, birçok kez müvekkilini ve çocuklarını dışarı attığını, ortak çocuklardan ...'ın kendisinden olmadığı iftirasını atarak DNA testi yaptırmak istediğini söylediğini, kızının düğününe gidemediğini ayrıca kızı doğum yaptığı zaman da kızının yanında olamadığını, alkollü olan erkeğin ortak konutta çıkardığı kavga sebebiyle hakkında uzaklaştırma kararı verildiğini ayrıca erkek hakkında basit yaralama suçu nedeniyle Erzincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/297 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, erkeğin ortak konuta geleceğini söylemesi üzerine ... güvenliklerinden endişe eden müvekkilinin ortak çocukları da alarak kiralık bir ev bularak evdeki şahsi eşyalarını aldığını ve kızlarına bir nebze olsun huzur bulmaları için ev tuttuklarını, ortak konuta gelen karşı tarafın müvekkilinin şahsi eşyalarını aldığını görünce polise şikayet ettiğini, şuanda müvekkilinin çocukları ile birlikte kirada yaşadıklarını, müvekkilinin yıllarca çalışarak evine ve çocuklarına baktığını hatta erkeğin kumar borçlarını dahi ödediğini, erkeğin yıllarca aldatmalarına maruz kaldığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, belirtmiş oldukları ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün değil ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte değerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davayı bütün halinde ret ettiklerini, ortak ikameti terk eden tarafın davacı taraf olduğunu, davacının kusurunun daha ağır olduğunu, evlilik birliğinin temeli olan ... ilişkisinin evliliğin başında kurulamadığını, son 1,5 yıldır tarafların fiilen ayrı olduklarını, kadının müvekkiline karşı erkekliği ile ilgili dahi ... düşürücü ifadelerde bulunarak kavgaya sebebiyet verdiğini, 28.01.2017 tarihinde meydana gelen ve adliyeye yansıyan olayın ise yine davacının tahrikleri sonucu ortaya çıktığını, müvekkilinin kimseye bir eylemi olmadığı halde basit yaralama suçundan hakkında dava açıldığını, olayın kadının kendi sebebiyet verdiği olaya çocuklarında alet edilip yönlendirilmesi sonucu adliyeye taşındığını, davacının ve çocukların müvekkili tarafından sokağa atıldığı iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı ile sorunları olsa da çocuklarına karşı babalık görevini her daim yerine getirdiğini, davacının ortak konutu terk etme huyu olduğunu, davacının ortak konutun kendi çalışması ile alındığı, ziynet eşyalarının satılarak dükkana yatırıldığı, çocukları kendi okuttuğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde yazılı ziynet eşyalarının davacıda varlığından bile müvekkilinin haberi olmadığını, bu takıların satılarak dükkana harcandığı iddiasının asılsız olduğunu, müvekkilinin günü birlik marangozluk işleri ile geçimini idare ettiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarihli, 2018/779 Esas, 2019/479 Karar sayılı kararıyla; erkeğin sürekli alkol kullandığı, eve sarhoş geldiği, kadına iftira attığı, en son yaşanan olayda kadın ve çocukları evden kovuğu ve onlara hakaret ettiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının da kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ve 2019/2248 Esas ve 2021/2580 Karar sayılı kararıyla; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden, davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, tazminatları, yoksulluk nafakası, ziynet alacağı davası yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.05.2022 tarihli, 2022/2571 Esas ve 2022/4997 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin temyiz sınırının altında kalması sebebiyle reddine, taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası ise boşanmaya sebebiyet veren olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği, bu bağlamda erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, erkeğin hakaret, iftira ve evden kovma eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, zedelenen menfaatlere göre erkeğin ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi de göz önünde bulundurularak kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile kadın lehine 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının oldukça fahiş olduğunu, yeniden sosyal ekonomik durum araştırması yapılmadığını belirterek manevî tazminatın miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun karar verilip verilmediği ve manevî tazminatın miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.