Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6304 E. 2024/4488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafakalar ve tazminatlar hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Velayeti anneye verilen çocuğa hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile anneye hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu gözetilerek Yargıtay, bu hususlarda Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuş, kararın diğer kısımlarını ise onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2378 E., 2023/1046 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/807 E., 2022/443 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sürekli kötü muamelede bulunduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli tehdit, şantaj yaptığını, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, eve geç geldiğini ya da hiç gelmediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, çocuk ...'a hakaret ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, intihar teşebbüsünde bulunduğunu, şiddet uyguladığını, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortka çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir ve 10.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 10.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 500.000,00 TL maddî 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının cinsel ilişkiden kaçındığını, agresif davrandığını, defalarca ilaç içtiğini, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, beddua ettiğini, saygısız davrandığını, çocukları babaya karşı doldurduğunu, aşırı kıskanç ve şüpheci davrandığını, şirketle ilgili kredilere imza atmadığını, şirketin işleyişine karıştığını, erkek kardeşini tehdit olarak kullandığını, sürekli küs gittiğini, erkeğin ailesine gitmek istemediğini, olumsuz davrandığını, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine 250.00,00 TL maddî 250.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kızı ...'ye Suriyeli bir kadınla birlikte yaşadığını söylediği, bu şekilde erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, yine tanıklar ... . ve ... .'nin beyanlarından anlaşıldığı üzere erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil herhangi bir kusur ispatlanamadığı, kadın tanıklarının bir kısım beyanları dahil, tanık beyanlarının çoğunluğunun genel, soyut ve duyuma dayalı beyanlardan ibaret olduğu, erkeğin iddialarını ispatlayamadığı, kadının zina iddiası yönünden ise; tanık beyanları ve dosya kapsamındaki diğer delillerin zina olgusunu ispata elverişli olmadığı, kaldı ki 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca özel boşanma nedeni olan zina nedenine dayalı bir davanın da bulunmadığı, ortak çocuk ...'un yaşı, psiko-sosyal gelişimine dair menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak velayetinin annesine verilmesinin uygun olacağı, kendisine velâyet tevdi edilmeyen babanın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... lehine 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 400.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, zina nedenine dayalı talep yönünden karar verilmemesini, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulünü, karşı davanın reddini, velâyeti, kadın lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesini, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususunda kusur verilmesi gerektiği halde güven sarsıcı davranış yönünde kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurun sabit olduğu, erkeğin sürekli eve geç geldiği sabit olduğu halde bu hususta kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadının kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı, zina nedenine dayalı talep açısından: kadının dava dilekçesi içeriğinde 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinden bahsettiği, ancak dilekçesinin sonuç ve talep kısmında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talebinde bulunduğu, zina nedenine dayanmadığı anlaşıldığından bu talep yönünden karar verilmemesinin doğru olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar ve çocuk açısından herhangi bir yarar kalmadığı, asıl davanın kabul edilmesinin doğru ve yerinde olduğu, karşı davanın reddin doğru ve yerinde olduğu, ortak çocuğun ayrılık döneminde anne ile yaşaması SİR raporunda velâyetin anneye verilmesinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velâyetin anneye verilmesi doğru olduğu, iştirak nafakasının miktarının az olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yerinde olup miktarının az olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine göre az olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tam kusurlu erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk için aylık 5.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; zinaya dayanıldığını, Mahkemece hukuki nitelendirmenin hatalı yapıldığını, davanın aldatmaya dayandığını ileri sürerek kusuru, zina nedenine dayalı talep yönünden karar verilmemesini, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesini, asıl davanın kabulünü, karşı davanın reddini, velayet, kadın lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesini, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar ile kadının dava dilekçesi ile zina hukuki sebebine dayalı davasının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakaları azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ile ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,

Dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.