"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1003 E., 2023/141 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/965 E., 2020/667 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın (asıl) tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın (asıl) tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf edilmemiş, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. Hâl böyle iken "erkeğin kabul edilen boşanma davası" yönünden istinaf yoluna başvurmayan kadının istinaf etmeyerek kesinleştirdiği erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı kadının temyiz isteminin reddine karar verilen kısım dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının agresif ve tutarsız bir kişiliğe sahip olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilin ailesiyle görüşmesini İStemediğini, müvekkile ve aile üyelerine karşı sosyal medya hesaplarından kırıcı, çok ağır hakaret içeren, rencide edici paylaşımlar yaptığını, evlenme programlarına katıldığı ve görüştüğü kişilerle olan fotoğraflarını evlilik devam ederken facebook hesabından paylaştığını, Haziran 2015 ayında evi terk edip sığınma evine yerleştiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebbeiyle boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilini aşağıladığını, ailesinin de olumsuz davrandığını, müvekkilini dışladıklarını, erkek ve yeğeninin de müvekkiline hakaret ettiğini, erkeğin ikinci eşinin resimlerini sakladığını, şiddet uyguladığını, bu yüzden müvekkilinin depresif bir ruh haline girdiğini, sığınma evine yerleştiğini, yaşadığı sorunlar nedeniyle Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, 1000.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, davacı-karşı davalı erkeğe rencide ve hakaret edici sözler söylediği, eşine ve aile fertlerine karşı sosyal medyadan birçok hakaret içerir sinkaflı mesajlar gönderdiği, eşinin aile fertlerinin telefon numaralarını escort sitelerinde yayınlayarak bu kişilerin bu sitelere giren kişilerce uygunsuz şekilde aranmak suretiyle taciz edilmelerine sebebiyet verdiği, erkeğin, davalı-karşı davacı kadına şiddet uyguladığı, eski eşinin resimlerini annesinin evinde tuttuğu, kışın kalorifer peteklerini kapattığı, eşine karşı psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, kadını evden atttığı, kadının gidecek yeri olmadığı için kadın sığınma evine sığınmak zorunda kaldığı, 10.01.2015 tarihli erkeğin gönderdiği mesajda kendi beyanı ile kadına olan davranışları nedeniyle kusurlu olduğunu beyan ettiği, af dilediği, geçimsizlikte her iki tarafında kusurlu olduğu ancak erkeğin kusurunun daha fazla olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, kadına takdir edilmiş olan aylık 800,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadın yararına 24.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına 70.000,00 TL maddî, 30.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, kendi reddedilen maddî tazminat talebi ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı-davacı kadın (asıl) istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ve erkek lehine hükmedilen manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin davasında verilen boşanma kararı ile erkeğe verilen manevî tazminat yönünden istinaf bulunmadığı değerlendirilmesi yapıldıktan sonra erkeğin kendisine ve ailesine küfür ve hakaret eden, eşinin ve aile fertlerinin telefon numaralarının uygunsuz escort sitelerine veren kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe atfı kabil bir kusurun varlığının ispat edilemediği gerekçesiyle erkeğin "kadının boşanma ve fer'ilerine ilişkin davadaki hükmün bütünü ile kendisinin reddedilen maddî tazminat talebine yönelik" istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kesinleşen boşanma ve erkeğe verilen manevî tazminat dışında kalan bölümlerinin bütünüyle ve infazda tereddüt yaratmamak üzere kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının boşanma davası hakkında erkeğin boşanma davası kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına hükmedilen 800,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar devamına, yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, tam kusurlu kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, kendi reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince erkek lehine verilen manevî tazminat yönünden istinaf bulunmadığı ve hükmün bu yönüyle kesinleştiği belirtilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen manevî tazminat talebi yönünden de istinaf edildiğinin ancak toplanan delillerden kadının tam kusurlu olduğu ve erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi gerektiğinin netice itibariyle Bölge Adliye Mahkemesinin yeniden esas hakkında kurduğu hükümde erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadının aşağıdaki paragraf dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı-davacı kadının birleşen dava dilekçesinde aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talep ettiği, nafakanın ortak çocuk bulunmadığından yoksulluk nafakası niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, yukarıda belirtildiği üzere boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının dördüncü bendinde "kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" ibaresinin yer aldığı, devamında ise "tam kusurlu olan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine" şeklinde çelişkiye sebebiyet verecek şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmakla, bu husus hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyerek kesinleşen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davalı-davacı kadının kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, kendi reddedilen tazminat ve nafaka taleplerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
a)Davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
b)Davalı-davacı kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde yer alan "kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" ibaresinin çıkartılmak suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.