Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6309 E. 2023/5347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların babalarının annesinin davalı olduğu iddiasıyla açtıkları nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ispat edilip edilmediği ve davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında her türlü delile başvurulabileceği, Adli Tıp Kurumu raporu ile davacıların babası ile davalı arasında biyolojik anne-çocuk ilişkisinin %99.99 ihtimalle bulunduğunun tespit edilmiş olması ve dosya kapsamına göre davacıların miras bırakanın ilk evliliğinden olan oğlunun çocukları olduğunun anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1023 E., 2023/1027 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/566 E., 2022/135 K.

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile ...'ın annesinin ... olduğunun tespitine ve nüfuslar arasında bağlantı kurulmasına karar verilmiştir.

Kararın dahili davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar Hakan ve ... vekili dava dilekçesinde; Yunanistan vatandaşı ...'ın davacıların dedesi Yunanistan vatandaşı ... ile evlendiğini ve bu evlilikten 1930 yılında davacıların babası ...'ın doğduğunu, akabinde ...'nın ...'den boşanıp ...'ı babasına bırakıp babasının evine gittiğini ve ikinci evliliğini Ahmet Fuat Ulucan ile yaptığını, ikinci evliliğinden Cevat ve Afet Ulucan isimli iki çocuğunun olduğunu, ...'nın ikinci eşinden olan çocukları ile 1953 yılında Türkiye'ye geldiğini ve çocuklarıyla birlikte ikinci eşinin nüfusuna kaydedildiğini, ...'nın ilk eşinden olan çocuğu ...'ın da 1955 yılında Türkiye'ye geldiğini ve nüfusa kaydedildiğini, ...'nın evlenme yolu ile vatandaşlık kazanması ve ilk eşten olan oğlu ...'ın ise iltica etmek suretiyle farklı tarihte Türkiye'ye gelmesi sebebiyle farklı nüfuslara kaydedildiklerini ve nüfuslar arasında bağlantı bulunmadığını, bağlantı bulunmaması sebebiyle ...'nın ölen kızı Afet'in tek mirasçısının ... olarak göründüğünü, oysaki davacıların da mirasçı olduğunu, bu sebeple mirasçılık belgesinin iptali istemiyle dava açıldığını, davacıların mirasçı olduğunun tespit edilmesi için davacıların babası ...'ın annesinin ... olduğunun tespitinin gerektiğini iddia ederek; davacıların babası ...'ın annesinin ... olduğunun tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı ... vekili 13.10.2021 tarihli dilekçesinde; Halide'nin davaya dahil edilmesini ve diğer davacıların babası ...'ın annesinin ... olduğunun tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili 31.12.2020 tarihli duruşmadaki beyanında, takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.

2.Dahili davalı vekili 20.01.2022 tarihli dilekçesinde; davacıların iddialarının çelişkili ve tutarsız olduğunu, davacıların mirasçılık belgesinin iptali davasında ...'in ölümü ile dul kalan ...'nın 1953'te Türkiye'ye gelerek Ahmet Fuat Ulucan ile evlendiğini belirttiklerini ancak Ahmet Fuat Ulucan'ın 1952 yılında öldüğü, bu durumda ...'ın Ahmet Fuat ile evlenmesinin mümkün olmadığını; davacıların işbu dava dilekçesinde ise ...'nın ...'den boşandığını ve ikinci evliliğini Yunanistan'da yaptığını söylediklerini; ...'ın annesi ...'dan sonra Türkiye'ye gelerek annesini arayıp bulmamasının ve nüfus kaydını düzelttirmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ...'nın ...'ı neden bıraktığına da bir açıklama getirilmediğini ve dahili davalının müteveffa Afet Ulucan'ın tek mirasçısı olduğunu iddia ederek; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların babası ... ve babaanneleri olduklarını iddia ettikleri ...'ın Türk vatandaşlığa alınma belgelerinin celp edildiği, bilirkişi raporu alındığı, nüfuslar arası bağlantı kurulması talep edilen ... ve ...'ın mezar açma işlemi ile alınan kemik örneklerinin Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek rapor alındığı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde Adli Tıp Kurumu'ndan alınan 22.12.2021 tarihli ve 91778600-101.02-2021-151167/10644 rapor nolu raporda davacıların babası ...'ın biyolojik annesinin %99,99 ihtimalle ... olabileceği tespit edildiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile İstanbul İli, ... İlçesi, Fatih Mah/Köy, 2 Cilt, 132 hane 1 BSN'de kayıtlı 01.07.1930 doğumlu 35767681834 TC kimlik numaralı ...'ın annesinin ... İli, Mustafakemalpaşa İlçesi Züferbey Mah/Köy 18 Cilt, 416 hane, 2 BSN'de kayıtlı 01.07.1911 doğumlu 23233518692 TC kimlik numaralı ... olduğunun tespitine ve nüfuslar arasında bağlantı kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Dahili davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların iddialarının çelişkili ve tutarsız olduğunu, davacıların mirasçılık belgesinin iptali davasında ...'in ölümü ile dul kalan ...'nın 1953'te Türkiye'ye gelerek Ahmet Fuat Ulucan ile evlendiğini belirttiklerini ancak Ahmet Fuat Ulucan'ın 1952 yılında öldüğünü, bu durumda ...'ın Ahmet Fuat ile evlenmesinin mümkün olmadığını; davacıların işbu dava dilekçesinde ise ...'nın ...'den boşandığını ve ikinci evliliğini Yunanistan'da yaptığını söylediklerini; ...'ın annesi ...'dan sonra Türkiye'ye gelerek annesini arayıp bulmamasının ve nüfus kaydını düzelttirmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ...'nın ...'ı neden bıraktığına da bir açıklama getirilmediğini ve dahili davalının müteveffa Afet Ulucan'ın tek mirasçısı olduğunu belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın davacıların babası ...'ın gerçek annesinin tespiti ve kaydın düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, çocuk ile anne arasında soy bağının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 282 nci maddesi gereğince doğumla kendiliğinden kurulacağı ve çocuk ile annesi arasındaki soy bağının kurulması için hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulmasının değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespitinin dava konusu edilebileceği; nüfus kayıt düzeltim davalarının kamu düzenine ilişkin olduğu, zaman aşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmadığı ve bu davalarda hâkimin taleple bağlı kalmadan kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde doğru sicili oluşturmak zorunluluğu bulunduğu, dolayısıyla nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda resmi kayıt ve belgeler ile tanık dahil her türlü kanıta başvurulabileceği; davanın 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu; taraf teşkilinin sağlandığı ve Adli Tıp Kurumu'ndan alınan 22.12.2021 tarihli ve 91778600-101.02-2021-151167/10644 rapor nolu rapora göre ...'ın biyolojik annesinin %99,99 ihtimalle ... olabileceğinin tespit edildiği ve dosya kapsamına göre, davacılar murisi ...'ın muris ...'nın ilk evliliğinden olma oğlu olduğu, farklı tarihlerde Yunanistan'dan Türkiye'ye geldikleri ve farklı hanelere kayıt edildikleri, kayıtlar arasında bağ kurulmadığı anlaşıldığından davanın kabulü yönündeki kararın dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Dahili davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın ispat edilip edilmediği ve davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 282 nci maddesi. 5490 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dahili davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.