"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1988 E., 2023/776 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/845 E., 2019/828 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle;kadının sadakatsiz olduğunu, iki farklı telefon kullanıdığını, erkeğin bu durumu farkettiğini, kadının evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle;erkeğin sorumsuz olduğunu, çalışmadığını, evin tüm giderlerinin kadın tarafından karşılandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadına ve çocuğa sevgi, ilgi göstermediğini, tadilat, tamirat işlerini dahi kadın yapmak zorunda kaldığını, yatağını dahi ayırdığını, beğenmiyorsan pılını pırtını topla git burdan diyerek küfürler savurduğunu, hasta olduklarında dahi ilgilenmediğini, ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından kadının sadakatinden şüphe duyulmasına neden olacak şekilde güven sarsıcı davrandığının ileri sürdüğü, delil olarak da kadının gizlice kullandığı telefonun imei numarasının tespit ettiğini iddia ederek telefona takılan hatların görüşme ve mesaj dökümlerine dayandığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığından alınan yazı cevabına göre ise belirtilen imei numarasına ait bir kaydın olmadığının sabit olduğu; erkeğin dava tarihi itibariyle 9 aya yakın süredir çalışmadığı, SGK kaydına göre de son çalışmasının Ekim 2017 yılı olduğu, bu dönemde evin ve çocuğun tüm maddi ihtiyaçlarının davalı kadın eş tarafından karşılandığı, erkeğin sorumsuz yapıda bir insan olduğu, geleneksel olarak daha çok erkek tarafından yerine getirilen evin tadilat işlemleri için usta bulma ve yaptırma gibi işleri bile kadına bıraktığı, nedeni ve kim tarafından gerçekleştirildiği bilinmese de tarafların uzun süredir aynı yatağı paylaşmadıkları, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Mahkemece belirlenen erkeğin dava tarihi itibariyle 9 aya yakın süredir çalışmadığı, SGK kaydına göre de son çalışmasının Ekim 2017 yılı olduğu, bu dönemde evin ve çocuğun tüm maddi ihtiyaçlarının davalı-davacı kadın tarafından karşılandığı, davacı-davalının sorumsuz olduğu, evin tadilat işlemleri için usta bulma ve yaptırma gibi işleri bile davalı-davacı eşine bıraktığı, yatağını ayırdığı sabit olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına tedbir nafakası ile tazminata hükmedilmesinin yerinde, miktarlarının uygun olduğu, erkeğin manevî tazminata ilişkin talebi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davacı- davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin manevi tazminat talebinin reddine; diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince 09.06.2023 tarihli tavzih kararı ile; davalı- davacı kadın vekilinin erkeğin manevi tazminat talebine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin, soruna neden olduğu iddiası ile tavzih talebinde bulunduğunu, yapılan inceleme neticesinde davacı- davalı erkek vekilinin dava dilekçesinde boşanma ile birlikte manevi tazminat talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine karar verilmekle yetinildiği, hakimin tüm talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermesi gerektiği, bu nedenle davacı-davalının manevî tazminat talebine ilişkin istinaf başvuru talebinin kabulüne karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile kadın vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, kabul edildiği belirtilen manevî tazminat talebinin yine de reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılık açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı ile kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.