Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6336 E. 2024/2580 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken davalı erkeğin ölümü üzerine davanın konusuz kalıp kalmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin boşanma hükmü kesinleşmeden ölmesiyle evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1052 E., 2023/778 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/128 E., 2021/720 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili özetle; tarafların 2009 yılında evlendiklerini, müvekkilinin birlikte yaşadığı tarihten beri sürekli hakarete, dayağa, tehdide ve küfürlere maruz kaldığını, davalının zamanla evin geçimine katkı sağlamadığını, müvekkilini ailesiyle görüştürmediğini, davalının müvekkilini aldattığını, evliliği devam ettirmenin yarar sağlamayacağını belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin evin ihtiyaçlarına katkıda bulunduğunu, yıllarca çalışarak ailesinin mağdur olmaması için daire satın aldığını, gelirinin yetmediği durumlarda kredi çektiğini, müvekkilinin ailesinin kalabalık olması nedeniyle ailesine ve çocuklarına bakmak için maddî bir külfet altına girdiğini, müvekkilinin kredi çekerek oğlunu evlendirdiğini, çekilen kredilerin hepsinin ailenin ihtiyaçları için harcandığını, müvekkilinin eski aile dostları, uzaktan akrabaları ve eşleri geldiğinde karı-koca olarak gelseler dahi evde kimseyi istemediğini, müvekkiline bağırıp, hakaretler ettiğini, davacının tek derdinin müvekkilinin elinde daireyi alarak rahat bir hayat sürmek olduğunu, müvekkilinin evde yaşanan baskılar ve huzursuzluklar nedeniyle evi kızına devretmek zorunda kaldığını, müvekkilinin sadece emekli maaşı olduğunu ve çekilen krediler nedeniyle eline 350,00 TL gibi çok düşük bir rakam geçtiğini belirterek davacının boşanma talebinin reddine, yoksulluk nafakasının reddi ile müvekkili için aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından; davalı erkek eşin ayrılmak istediğinde kadın eşi ölümle tehdit ettiği, başka kadınlarla görüşmek ve mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, başka bayanların evine girmek suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eve hiçbir katkısının bulunmadığı, kahvehanede cinsel yaşamıyla ilgili özel sırlarını kahvehane ortamında başkalarına anlattığı, kadın eşi darp etmek suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı, 'o...pu, sen kadın mısın,...' şeklinde sözler söyleyip hakaretler ettiği, temizliğe giden kadın eşe karşı 'o...puluk yapmaya gidiyorsun' şeklinde beyanlarda bulunmak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığının anlaşılmış olduğu, kadın eşe izafe edilen evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin kusurların ispat edilemediği gerekçesiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili özetle; yerel mahkemece müvekkili hakkında hükme esas alınan tanık beyanlarının yanlı ve gerçeği aykırı olduğunu, dosyada müvekkilinin üzerine atılı davranışlara ilişkin herhangi bir somut ve hukuka uygun delil bulunmadığını, Mahkemece tarafların ekonomik durumlarının değerlendirilmesi hususunda hakkaniyete aykırı davranıldığını, davacı lehine maddî manevî tazminat hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrarla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın davanın kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı erkeğin temyiz aşamasında ölümü ile evliliğin ölümle sona erip ermediği, davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Somut uyuşmazlıkta nüfus kaydına göre, davalı erkeğin boşanma kararı verilmesinden sonra, boşanma hükmü henüz kesinleşmeden 19.12.2023 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu halde evlilik ölümle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.