"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/611 E., 2023/491 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/332 E., 2021/1087 K.
Taraflar arasındaki boşanma davası ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 28.05.2016 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, davalının alkol bağımlılığı nedeniyle kendini kaybettiğini ve eşini zor durumda bıraktığını, küçük düşürdüğünü, sürekli eleştirdiğini, baskıcı olduğunu, iş yerinde ortalığı dağıtırım diye tehdit ettiğini, "kilo alıyosun, ayı gibi oldun" diyerek hakaret ettiğini, sinkaflı küfürler ettiğini, yaptığı yemeği, temizliği beğenmeyerek eleştirdiğini, müvekkiline ev işlerinde yardım etmediğini, aşağıladığını, müvekkili boşanmak istediğini söylediğinde aldatmakla ve kendisini öldürmekle tehdit ettiğini, müvekkiline cinsel içerikli ve başka kadınların görüntülerini gönderdiğini, sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, müvekkilinin ailesine hakaret ettiğini, davalının ortak konutu satıp Sırbistan'a tatile gittiğini, düğün sürecinde takılan ve müvekkiline ait olan ziynetlerin tarafların balayına gitme bahanesiyle davalının ailesi tarafından alındığını ve bir daha iade edilmediğini, müvekkilinin bu konudaki taleplerinin davalı tarafından geçiştirildiğini, nişan, düğün ve kınada evlilik dolayısıyla takılan 19 adet bilezik, 16 gram altın, 45 çeyrek altın, 5 tam altın, ve 8.920,00 TL'nin müvekkiline verilmediğini belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile ziynet eşyalarının ve nakit paranın aynen iadesine, bu mümkün olmazsa şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin babasının emekli ikramiyesini kullanarak ve kalan kısmını kredi çekerek oğluna aldığı dairede taraflar evlenince oturmaya başladıklarını, ev eşyalarının tamamını müvekkilinin babasını aldığını, davacının sadece kişisel eşyalarıyla geldiğini, müvekkilinin alkol bağımlısı olmadığını, davacının yemek, ütü, temizlik yapmadığını, çalıştığını bahane ederek işleri ya müvekkilinin yapmasını istediğini ya da dışarıdan hizmet aldıklarını, müvekkilinin hala eşini sevdiğini, davacının zaman zaman tutarsız davranışlar sergilediğini, besledikleri köpekten müvekkilini kıskandığını, davacının folklör çalışmasına gittiğini ve gece geç saatlerde eve döndüğünü, bazen de ailesine yakın olduğu için onlara gidip kaldığını, müvekkilinin rızası olmadan haftanın 4 günü eve 23.00'dan sonra geldiğini ya da hiç gelmediğini, tarafların ortak kullandıkları instagram hesabına iş yerinden bir erkek arkadaşının cinsel içerikli video gönderdiğini görünce davacının açıklayamadığını, tepki gösteren müvekkilinin videoyu atan kişiyi arayarak kızdığını, davacının tutarsız davranışları olduğunu, taraflar arasında cinsel ilişkide sorunlar olduğunu, davacının sürekli yorgun olduğu bahanesiyle müvekkilini geri çevirdiğini, kadınlık vazifesini yerine getirmediğini, ziynet eşyaların davacıdan alınmadığını, ortak kararla balayı masraflarının buradan karşılandığını, kalanının davacının uhdesinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin olağanın üzerinde alkol tükettiği, yüklü miktarda tekel harcaması yaptığı, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu, ilgisiz davrandığı, hakaret ettiği, güven sarsıcı davrandığı, kadının evi terk ettiği, zaman zaman eve geç geldiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının az erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 20.000,00'er TL maddî-manevî tazminata, kendi isteğiyle evden ayrıldığından ziynet eşyası alacağının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî-manevî tazminat yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla, kusur belirlemesi, manevî tazminat miktarı, reddedilen ziynet eşyası alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliler, tanık beyanları, olayların gelişimi, tüm dosya kapsamı ile kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre kusur belirlemesi ile davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı; boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu kabul edilen erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği; tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarlarının yerinde olduğu; katılma yoluyla istinafın, asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu; davalı erkeğin, boşanma ve fer'ilerinden ayrı bir dava olan ziynet eşyası alacağına yönelik istinaf talebinin bulunmadığından, davacı kadının bu davaya ilişkin istinaf talebinin usulden reddi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kadının ziynet alacağına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.