Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6349 E. 2024/3275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eşlerden erkeğin ölümüyle sona eren evlilik birliğinde, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, toplanan deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları çerçevesinde, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/278 E., 2023/1052 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1094 E., 2021/727 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve tedbir nafakası davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı-davacı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Dosya içeriğine göre birleşen tedbir nafakası davasında davalı-davacı kadın tarafından temyize konu edilen tedbir nafakasının yıllık toplam miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinin birleşen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı kadının reddedilen yön dışında kalan diğer yönlere ilişkin, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap, birleşen davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının 2017 Ağustos ayında evden gittiğini 10 gün eve gelmediğini, daha sonra eve geldiğinde de açıklama yapmadığını, sabah erkenden evden çıkıp gece geç saatte eve döndüğünü, hakaret ettiğini, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklarla ilgilenmediğini, ... isimli bir erkekle aldattığını iddia ederek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, zina aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Yargılama devam ederken davacı erkek 12.02.2020 tarihinde vefat etmiştir. Erkeğin mirasçılarından Umut ve ... vekili 20.07.2020 tarihli ve ... vekili 11.01.2021 tarihli dilekçelerinde özetle; sağ kalan eşin kusurunun tespiti için davayı takip ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve asıl davaya cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, erkeğin sürekli hakaret ve şiddet uyguladığını, ... isimli kişiye de iftira attığını, çocukların giderlerini karşılamadığını iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, kadın ve ortak çocuklar ... ile ... yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının 2017 yılında evi terk ettiği, döndüğünde ise güven sarsıcı hareketler sergilediği, ortak çocuklara ilgi göstermediği, müşterek konuta düzensiz gelip gittiği, erkeğe "bunak, salak" şeklinde hakaret içerikli sözler söylediği gerekçesi ile evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının boşanmada kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

1.Davalı-davacı kadın vekili 03.12.2021 tarihli beyan dilekçesinde; istinaf/temyiz yolundan feragat ettiğini belirtmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendisinin istinaftan feragat iradesinin bulunmadığını, ayrıca istinaftan feragat eden vekilinin vekâletnamesinde feragat yetkisinin de bulunmadığını, mirasçılarla aralarında yaptıkları sulh sözleşmesinin zorla imzalatıldığını belirterek istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kendisinin istinaftan feragat iradesinin bulunmadığını, ayrıca istinaftan feragat eden vekilinin de vekâletnamesinde feragat yetkisinin bulunmadığını, mirasçılarla aralarında yaptıkları sulh sözleşmesinin zorla imzalatıldığını belirterek hükmün tamamı yönünden bozulması talepli temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davalarında evlilik birliği erkeğin ölümü ile sona ermekle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise sağ kalan eşin kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ıncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 181 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı-davacı kadının diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.