Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6351 E. 2024/2937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tazminat taleplerinin akıbeti, nafaka yükümlülüğü ve ziynet eşyalarının iadesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/895 E., 2023/936 K.

DKARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/284 E., 2023/105 K.

Taraflar arasındaki boşanma, boşanmanın fer'îleri ve kişisel eşyanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle davalının sürekli tartışma çıkardığı ve küstüğü, lüks tutkusunun olduğu alınan her şeye kusur bulduğu, cep telefonunu elinden düşürmediği, ortak çocukla ilgilenmediği, azarlayıp darp ettiği, ortak hanedeki mahrem konuları kök ailesine anlattığı, annesinin ortak yaşantıya olan müdahalesine engel olmadığı, hakaret ettiği, saldırgan bir tutum sergilediği, tarafların 4 aydır cinsel olarak birbirlerinden koptuğu, davalının davacının kök ailesi ile kavgalı olduğu, davacı erkeği evi terk etmekle tehdit ettiği, kök ailesinin evine gidip tekrar ortak konuta dönerek evi otel haline getirdiği, son yaşanan tartışmada davacının davalıdan şikayetçi olduğunu, davacı erkeğin, davalı kadının ziynetlerini almadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, birleşen davanını reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının annesinin ortak konuta her zaman müdahale ettiği ve yönetici rol üstlendiği, davacının davalıyı darp ettiği, sürekli hakaret ettiği ve saldırgan bir tutum sergilediği, yaşanan son tartışmada davalının ablasının polis çağırdığını iddia etmiş erkeğin davasının reddini istemiş, açmış oldukları davanın kabulüne ortak çocuğun velâyetinin ortak velâyet şeklinde verilip ikametinin babasının adresi olarak gösterilmesine, kadın yararına aylık 1.300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2-Davalı-davacı kadın vekili tarafından birleşen davada sunulan dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlendikten sonra değiştiği, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, erkeğin annesinin ortak haneye karıştığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, 2022 Mart ayından sonra kadının onayı olmadan ziynet eşyalarını annesinin üzerine kaçırdığı sonrasında kadından yatağını ayırdığı, kadının kök ailesinin evine dönmek istemesi üzerine davacı erkeğin annesinin davalı kadına avukat tarafından hazırlanan evrak imzalatmak istediği davalının bunu kabul etmemesi üzerine davacının fiziksel şiddet uyguladığı bunun üzerine davalının ablasını polisi araması için aradığı davacının, davalının telefonunu kırdığı, davalının davacıdan şikayetçi olduğu, davalı kadına düğünde 23 adet yarımlağa takıldığı, takılan ziynet eşyalarından 8 adet yarımlağasını davacı erkeğin miras mallarını üzerine almak için, 13 tanesini eve ısı yalıtımı yaptırmak için ve kalan 2 tanesini de muhtelif harcamalarda kullanmak için kadından alıp geri ödemediği, kadının ayrılırken yanına söz yüzüğü, küpe ve tektaş gibi diğer ziynet eşyalarını da alamadığı bu ziynet eşyalarının iadesi gerektiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin ortak velâyet şeklinde verilip ikametinin babasının adresi olarak gösterilmesine, kadın yararına aylık 1.300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, 23 adet yarım altın, söz yüzüğü, küpe ve tektaşın aynen iadesine bulunamaması halinde kesinleşecek bilirkişi raporuyla belirlenecek rakam esas olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL altın bedelinin erkekten dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline, adli yardım talebinin kabulüne hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı kadının; sürekli tartışma çıkardığı, lüks ve marka takıntısının bulunduğu, ortak çocuğa karşı ilgisiz davranıp darp ettiği, aile içerisinde kalması gereken mahrem konuları kök ailesine anlattığı, kök ailesinin telkinleri ile hareket ettiği, eşine "adi, şerefsiz" şeklinde hakaret ettiği, eşini sürekli boşanma, gitmekle tehdit ettiği, geçimsiz bir kişilik sergileyerek yakınları ile kavgalı olduğu, buna karşın davacı-davalı erkeğin; eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşinin telefonunu kırdığı ve annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığının anlaşıldığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararına olacağı, davalı-davacı kadının ziynet eşyalarının iadesine yönelik talebinin değerlendirilmesinde varlığı ispat edilen ziynet eşyalarının bir kısmının bozdurulduğu, bir kısmının da davalı-davacı kadının evden yaşanan darp olayı üzerinde ayrılması dikkate alındığında evden ayrılırken yanında götürmesi mümkün olmayacağından davacı-davalı erkeğin uhdesinde kaldığı ve davalı-davacı kadına iade edilmediği anlaşıldığı gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacının ve davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacının ziynet eşyalarının iadesine yönelik davasının kısmen kabulü ile özellikleri belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-davacının asli ve ağır kusurlu olduğu, davacı erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinin ve davalı-davacının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, nafakanın reddi yönünde hüküm kurulması talebinde bulunduklarını, davalı-davacının açmış olduğu davada ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmesini, davacı-davalı tarafından açılan davadaki taleplerini kabulüne, davalı-davacının açmış olduğu davanın ise reddine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ziynet eşyasına yönelik davalarının harç tamamlatılmadan taraflarına ıslah için süre verilmeden davanın kabulüne karar verildiğini, eksik inceleme yapılarak karar verildiği için yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı-davalının tam kusurlu olduğunu, davasının reddedilmesi gerektiğini, maddî manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, boşanma, maddî-manevî tazminat, ziynet eşyası ve ziynet eşyalarıyla ilgili hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararının kaldırılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu davalı-davacı kadının tam kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin, davalı-davacı kadının davasının kabulünün, davalı-davacı kadın lehine hükmedilen nafakanın hatalı olduğunu, davalı-davacı kadının ziynet eşyası davasında ziynet eşyası taleplerinin reddedilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkek tarafından açılan davanın kabulünün hatalı olduğunu, davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunu, davalı-davacı kadın tarafından açılan davada maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin ve ziynet eşyası davasında harç tamamlatılmaması, ıslah için süre verilmemesi ve hükmedilen vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulünün gerekip gerekmediği, kadın lehine nafaka takdirinin doğru olup olmadığı, ziynet eşyasının iadesi talebine ilişkin verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 176 ıncı, 179 uncu, 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 1 inci, 2inci, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 220 inci, 222 inci, 226 ıncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.