Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6370 E. 2024/4644 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra en az üç yıl süreyle fiili ayrılığın gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, kusurun belirlenmesi, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hüküm altına alınıp alınmayacağı ve miktarlarının uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler gözetilerek, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1040 E., 2023/1003 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/171 E., 2022/727 K.

Taraflar arasındaki açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferîlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; daha önce iki kez dava açıldığını, ilk davadan feragat ettiklerini, ikinci davanın ise ispatlanmadığından reddine karar verildiğini, 27.02.2018 tarihinde kesinleştiğini, o tarihten itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının geçirdiği beyin kanaması - yüksek tansiyon nedeniyle kısmi felç durumu olduğunu, konuşmakta ve yürümekte zorluk çektiğini, erkeğin bakımına hiçbir şekilde destek olmadığını, önceki açmış olduğu dava dilekçeleri de incelendiğinde görüleceği üzere herhangi bir kusuru bulunmadığını, uzun süredir ortak konuta uğramadığını, eve kitlediğini, sürekli başkaca şehirlere gittiğini ve parası bittiğinde eve geldiğini, evin geçimi ile ilgilenmediğini ileri sürerek davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren ortak hayatın kurulamadığı, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası koşulları gerçekleştiği, erkek dava dilekçesinde ayrı yaşam döneminde dört ameliyat geçirdiğini, ne kadının ne de ortak çocukların kendisi ile ilgilenmediğini ileri sürdüğü, bu hususu dosya kapsamında ibraz ettiği delillerle, sgk ve hastahane yazı cevapları ile tanıklarının anlatımlarıyla ispatlayamadığı, ayrıca reşit olan çocukların ayrı yaşam döneminde babalarını aramadıklarını, ameliyatı ile ilgilenmediklerini kabul edilse dahi üçüncü kişilerin eylemlerinin taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığı; erkeğin kadının bakımına ve ihtiyaçlarına destek olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına kesinleşmeden itibaren yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; tam kusurlu eşin açtığı davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, miktarların düşük olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce açılan ve reddedilen boşanma davasına ait kararın kesinleşmesinden itibaren en az 3 yıldır ayrı yaşadıkları, Mahkemece erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitinin isabetli olduğu, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesi mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bu olaylar nedeniyle kişilik haklarının da saldırıya uğradığı, bu nedenle kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin doğru ancak miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata; davacı erkeğin tüm, davalı kadının diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte, tam kusurlu eşin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında fiili ayrılığın ispat edilip edilmediği, davanın kabulü koşulları oluşup oluşmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.