"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/988 E., 2023/946 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/817 E., 2022/593 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-birleşen dosya davalısı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli hakaret ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, sürekli psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, kendisinin aldatıldığını düşünerek erkeğe hakaretlerde bulunduğunu, saygı ve sevgisiz olduğunu, kıskanç tavırlar sergilediğini, alkol alışkanlığının olduğunu, davalının gündüzleri otobüs şoförlüğü yaptığını, akşamları evine gelmesi gerekirken alkol alıp gece yarısı eve geldiğini, bıçak çektiğini, habersiz olarak ismini ... olarak değiştirdiğini, en son 06.03.2020 tarihinde davalının yine alkollü bir vaziyette eve geldiğinde, erkeğin boşanmak istediğini söylemesi üzerine, hakaret ettiğini ve ilk evliliğinden olma kızını taciz ettiği yönünde iftiralar attığını, bu sebepten dolayı Niğde C.Başsavcılığının 2020/2293 esas sayılı dosyası ile soruşturma açıldığını ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, o tarihten beridir tarafların ayrı yaşadıklarını, tüm bu sebeplerden dolayı evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını bildirerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Usulüne uygun tebligata rağmen davalı-davacı kadın davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-birleşen dosya davacısı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalının 2010 yılından beridir müşterek evin ihtiyaçlarına katkıda bulunmadığını, evi aylarca terk edip gittiğini, evin yakacak ihtiyacını karşılamadığını, davalının infaz koruma memuru olduğunu, kadını sürekli mahkum yakınlarıyla, apartman komşularıyla aldattığını, hatta davalının mahkum yakınlarıyla kurduğu ahlak dışı ilişkiler nedeni ile ceza dahi aldığını, sadakatsiz davrandığını, mahkumları tahliye olduktan sonra eve getirdiğini, birlikte alkol aldıklarını, kadını da alkol almaya zorladığını, bu şahısların gece evde kalmalarına müsaade ettiğini, ters ilişkiye zorladığını, kadının numarasını başkalarına verdiğini, kadının ilk evliliğinden olma kızını istismar etmeye çalıştığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk ile kadın yararına ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden iştirak ve yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı/birleşen davacı kadının yoğun olarak alkol kullandığı ve eve iş durumu haricinde de geç saatlerde geldiği, taraflar arasından en son meydana gelen 06.03.2020 tarihli tartışmanın ardından davacı erkek aleyhine ve erkeği zarara uğratmak kastıyla müşterek olmayan kızı ...'ya cinsel istismarda bulunduğundan bahisle savcılık şikayetinde bulunduğu ve davacının haksız yere soruşturma geçirmesine sebebiyet verdiği, davacı/birleşen davalı erkeğin ise evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, aleyhine çok sayıda icra takip dosyası olduğu, eski mahkumları sürekli müşterek eve getirdiği ve birlikte alkol aldıkları, davalı kadının eski adı olan "..." ismiyle sürekli dalga geçtiği ve birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin sosyal inceleme raporundaki tespitler neticesinde anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, asıl davadaki tebligatın usulsüzlüğü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesinin doğru yapıldığı, davaların kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu ancak ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının nafaka ve tazminatların miktarına yönelik istinaf dilekçesinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle ortak çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden iştirak ve yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 70.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurunun olmadığını, kadının ekonomik durumunun iyi olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davada kadına yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ortak konuta tebligat yapılmasının hatalı olduğunu, erkeğin kadına cinsel şiddet uyguladığını, önceki evliliğinden olan kızını taciz ettiğini, kadını alkol almaya zorladığını, erkeğin güven sarsıcı ve sadakatsiz davranışları olduğunu ileri sürerek erkeğin kabul edilen asıl davası, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusurlu davranışlarına göre tarafların davalarının kabulüne karar verilmesinin isabetli olup olmadığı ile kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmişse nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.