"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/796 E., 2023/293 K.
KARAR : Bozman sonrası ret
Taraflar arasındaki protokol hükümlerinin uyarlanması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak iki çocukları olduğunu her çocuk için ayrı ayrı 300 Amerikan Doları ödeme konusunda taahhütte bulunduğunu, davalının ise 50.000,00 TL'yi davacı lehine depo edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının işten çıkarıldığını, nafakaları ödeme gücü bulunmadığını ileri sürerek nafaka miktarı ve nafaka dışında erkeğe ödeme yükümlüğü getiren protokol hükümlerinin bugünün şartlarına uyarlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, protokolde yer alan yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, iştirak nafakasına ilişkin maddenin bizzat davacı tarafından düzenlendiğini, çocukların yüksek yararı gözetilerek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.03.2016 tarih 2014/825 Esas, 2016/184 Karar sayılı ilamı ile protokol ile belirlenen iştirak nafakası miktarının tarafların ekonomik durumları gözetildiğinde fazla olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Mert yararına aylık 175 Amerikan Doları ile Onat yararına aylık 175 Amerikan Doları olarak tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 24.03.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 22.11.2018 tarih 2017/6600 Esas, 2018/13397 Karar sayılı ilamıyla davalının tanıklarının dinlenilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına, bozma sebep ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 06.04.2021 tarih ve 2019/143 Esas, 2021/211 Karar sayılı kararıyla, tarafların yargılama safahatında belirlenen sosyal ve ekonomik durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının diğer sorumluluklarının yanında nafaka yükümünün tam olarak yerine getirmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, hükmedilen iştirak nafakalarının dava tarihinden geçerli olmak üzere her bir çocuk için 150 Amerikan Doları azaltılarak toplam 300 Amerikan Doları olarak devamına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle her çocuk için ayrı ayrı aylık 175 Amerikan Doları olarak tespitine karar verilmiştir. Bu karara karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.10.2021 tarih ve 2021/8395 esas,2021/ 7719 karar sayılı ilamıyla kısa karar ile hüküm ve gerekçeli karar hüküm arasında çelişki olduğu gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına, bozma sebep ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.02.2022 belirtilen kararıyla, tarafların yargılama safahatında belirlenen sosyal ve ekonomik durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı babanın diğer sorumluluklarının yanında nafaka yükümünün tam olarak yerine getirmesinin hakkaniyete aykırı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilen iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere her çocuk için ayrı ayrı aylık 150 Amerikan Doları olarak tespitine, karar verilmiştir. Mahkemenin 23.02.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı, iştirak nafakası ve anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilen maddî giderlerin eşit şekilde uyarlanması talebinin reddi yönünden, davalı ise iştirak nafakası vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 22.09.2022 tarihli ve 2022/7413 Esas, 2022/7305 Karar sayılı kararıyla, davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddi ile uyarlama talebinin kabul edilebilmesi için işlemin yapıldığı tarihteki koşulların borçludan kaynaklanmayan bir sebeple olağanüstü derecede değişmesi, bu değişimin sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmemesi ve öngörülmesinin de beklenmemesi ve ayrıca bu değişim nedeniyle gerçekleşen yeni durumun işlemin taraflarından biri için kendisinden iflasının istenmesinin dürüstlük kuralına aykırı düşecek ölçüde katlanılamaz hale gelmiş olması gerekli olduğu, somut davada, uyarlanması istenilen protokolun 21.02.2013 tarihinde kesinleştiği, uyarlama davasının ise 11.12.2014 tarihinde açıldığı, davacı gösterdiği delillerle protokolün tasdik edildiği tarih ile dava tarihi arasında durumunda önemli bir değişiklik olduğu ve bu nedenle protokol hükümlerinin katlanılamaz hale geldiğini kanıtlayamadığı, davanın reddi gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3.Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili; davayı açarken nafakanın hem miktar olarak hem de para cinsinin Türk Lirası olarak uyarlanmasını talep ettiklerini, tarafların 2012 yılında boşandıklarını, davanın yaklaşık üç yıl sonra açıldığı, müvekkilinin evlendiğini ve bu evlilikten de bir çocuk sahibi olduğunu, eşinin trafik cezası geçirmesi sebebi ile malul kaldığını, toplamda dört yıla yakın bir süre işsiz kaldığını, Dolar kurunun fahiş derecede artış gösterdiğini, kirada oturan müvekkilinin protokol ile belirlenen nafakayı ödeme gücünün bulunmadığını, protokolde müvekkilinin işsiz kalması halinde çocukların devlet okuluna gönderileceklerinin kararlaştırılmasına rağmen davalının bu hükme uymadığını, davalının bu davranışına müvekkilinin katlanma yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin nafaka yükümlülüğünün ağırlığı neticesinde ikinci evliliğinin de bozulmasına sebep olduğunu, bozma kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karar düzeltme yoluna başvurmuştur.
4. Dairemizin 09.03.2023 tarihli kararı ile Mahkeme kararının Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulduğu ve temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmadığından bahisle yerinde olmayan karar düzeltme istemin reddine karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, uyuşmazlığın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166ncı maddesi üçüncü fıkrasındaki koşullara uygun olarak hazırlanan ve mahkemece tasdik edilen protokolde mevcut iştirak nafakası ve erkeğin tek başına ödeme yükümlülüğü getirilen boşanma protokolünün ilgili maddelerinin çocukların yıllık masrafları ve gelir durumu dikkate alınarak uyarlanmasına ilişkin olduğunu, uyarlama talebinin kabul edilebilmesi için işlemin yapıldığı tarihteki koşulların borçludan kaynaklanmayan bir sebeple olağanüstü derecede değişmesi, bu değişimin sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmemesi ve öngörülmesinin de taraflardan beklenmemesi ve ayrıca bu değişim nedeniyle gerçekleşen yeni durumun işlemin taraflarından biri için kendisinden ifasının istenmesinin dürüstlük kuralına aykırı düşecek ölçüde katlanılamaz hale gelmiş olması gerektiğini, uyuşmazlık konusu yapılan ve uyarlanması istenilen protokolün 21.02.2013 tarihinde kesinleştiğini, uyarlama davasının ise 11.12.2014 tarihinde açıldığını, davacı gösterdiği delillerle protokolün tasdik edildiği tarih ile dava tarihi arasında durumunda önemli bir değişiklik olduğu ve bu nedenle protokol hükümlerinin katlanılamaz hale geldiğini, sözleşme temelinin çöktüğünü kanıtlayamadığını, tarafların durumunda önemli bir değişiklik meydana gelmediğini belirterek ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının uyarlanması davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; boşanma kararı ile eldeki davanın ikamesi arasında geçen sürenin 3 yıl olduğunu, bu süreçte erkeğin yeniden evlendiğini, 3. çocuğunun dünyaya geldiğini ve eşinin trafik kazası sonucu %57 malul kaldığını, erkeğin işsiz kaldığını, 3 yıl 10 ay işşizlik süreci takip ettiğini, Mahkemenin protokolün nafaka dışındaki kısımlarının neden uyarlanmadığını açıklamadığını, erkeğin işsiz kalmış olmasına rağmen çocukların özel eğitim kurumuna devam etmeleri ve bu yükümlülüğe de erkeğin tek başına katlanmasını beklemenin hatalı olduğunu, çocukların parasız Devlet okuluna gitmesi gerektiğini belirterek davanın reddi istemiyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, anlaşmalı boşanma protokolünün aşırı ifa güçlüğü nedeniyle uyarlanması istemine ilişkindir. Uyuşmazlık protokol ile belirlenen iştirak nafakası miktarının makul olup olmadığı, protokol hükümlerinin davacıyı katlanılmaz duruma düşürüp düşürmediği, dürüstlük kuralı gereği uyarlama gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci, 438 inci, 439 uncu maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 2 nci maddesi, 4 üncü maddesi, 182 inci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci, 138 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebseplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.