Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6437 E. 2024/4171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olduğunun tespit edilmesi, davalı erkeğin şiddet, sadakatsizlik ve küfür gibi davranışlarının boşanmaya sebep olduğu ve bu sebeplerle davalı erkeğin daha kusurlu olduğunun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının takdirinde de bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/593 E., 2023/850 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/324 E., 2022/162 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanı kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle;erkeğin son zamanlarda kendisine ve çocuklarına şiddet uygulamaya başladığını, araştırdığında, erkeğin öz dayısını karısı ile mesajlarını yakaladığını, sadakatsiz olduğunu, kendisine ve çocuklarına hakaret ettiğini, paraları bu kadına yedirdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların TEFE-ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığını, asılsız iddialarda bulunduğunu, büyük oğlunun ergin olduğunu, kadının çalıştığından elde ettiği kazancı ile evin geçimine katkı sağlamadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 05.02.2018 tarih ve 2017/877 Esas, 2018/163 Karar sayılı kararı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, sadakatsiz olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuklar ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, nafakalara 1 yıl sonra ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili açılan davadan bilgisinin olmadığını ileri sürerek kararın tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02.06.2020 tarih ve 2018/687 Esas, 2020/589 Karar sayılı kararı ile davacı kadın dava dilekçesinde davalı eşinin adresi olarak aynı zamanda kadının da ikamet ettiği adresi bildirdiği, bu adrese dava dilekçesi tebliğe çıkarıldığı, adresin kapalı olduğu, isim ve imzadan imtina eden komşu ....'in beyanına göre muhatap hakkında uzaklaştırma kararı olması sebebiyle geçici olarak adreste bulunmadığı, aynı komşuya haber verildiği, tebliğ evrakının mahalle muhtarına tebliğ edildiği, davacının bu davada hasım konumunda olduğu, davalıya aynı zamanda davacının ikamet ettiği ve davalı hakkında Kayseri 5. Aile Mahkemesinin 2017/456 D.iş sayılı kararı uzaklaştırma kararı verilen adres olduğu; usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanılmadan, davalının yokluğunda yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkına da aykırı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, küfürlü konuştuğu, çocuklarına şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, ergin olan ortak çocuklar yararına ergin oldukları tarihe kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, velâyeti anneye bırakılan çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, kişisel ilişki kurulmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kaldırılmasına karar verilen 05.02.2018 tarihli kararına karşı davacı kadının istinaf başvurusu bulunmadığı, sadece davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunduğu, bu kararda davalı erkeğe kusur olarak yüklenilmeyen eşine küfürlü konuşmak ve çocuklarına şiddet uygulamak şeklindeki kusurların usuli kazanılmış hak müessesi gözetildiğinde davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, Mahkemece belirlenen diğer kusurların gerçekleştiği; davacı kadının ise usulünce dayanılan ve ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı; kaldırılmasına karar verilen ilk kararda tedbir - iştirak nafakası ile davacı kadın yararına hükmolunan tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının erkek bakımından usuli kazanılmış hak teşkil ettiği; Mahkemece kabul edilen dosya içeriğinden gerçekleştiği anlaşılan davalının ortak çocuğa şiddet uyguladığı, 2008 doğumlu idrak çağında bulunan ortak çocuk ....'un sosyal hizmet uzmanı raporuna yansıyan beyanlarının içeriği, babası ile görüşmek istemediği yönündeki görüşü ve bu görüşü doğrulayan sosyal hizmet uzmanı raporu, kişisel ilişkiye yönelik ilamların maddî anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip koşulların değişmesi halinde her zaman yeniden düzenlenmesinin istenebilmesinin mümkün bulunması nazara alındığında davalı baba ile velâyete tabi ortak çocuk .... arasında kişisel ilişki kurulmamasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, her yıl TÜİK tarafından yayımlanan üfe artış oranında artırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, davanın kabulünün, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, kişisel ilişki kurulmamasının hatalı oldunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne ve ferilerine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.