"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2477 E., 2023/1267 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/233 E., 2021/413 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak şiddet uyguladığını, çocukların önünde dahi aşağıladığını, sürekli hakaret ve tehditler ettiğini, çocuklara karşı ilgi ve sevgi göstermediğini, çocuklara ve kadına baskı yaptığını, zararlı alışkanlıklarının olduğunu ve son olarak çocuklar ile kadını evden kovduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, çocukların eğitimleri ile ilgilenmediğini, ekmek bıçağı ile saldırdığını, kadının kardeşinin erkeği ölümle tehdit ettiğini, ailesinin etkisinde hareket ettiğini, ev işleri ile ilgilenmediğini, büyü işlerine de meraklı olup erkeğe büyü yaptırmaya çalıştığını, erkeğin ailesi ile görüştürmediğini, kendisi de görüşmek istemediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadını ve çocukları tehdit ettiği, kadına ve çocuğa hakaret ettiği, birlik görevlerini tam karşılamadığı, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, kadını ve çocukları evden kovduğu, eve sürekli geç geldiği, kadını özel günlerde yalnız bıraktığı; kadının ise erkeğin kıyafetlerini temizlemediği, ütülemediği, erkeğin yakınlarına kardeşinizin erkekliği kalkmıyor dediği, muska büyü işleri ile uğraştığı, sürekli alkol aldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadının geliri bulunmayıp yoksulluğa düşeceği belirtilerek çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 550,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata, çocuk Gül Nihal'in ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olmadığını ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat, nafaka ve velâyet yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı- davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen tarafların kusurlarının yanında erkeğin ayrıca kadını çocuklara karşı kötülediği, çocuklara karşı ilgisiz olduğu, kadının ise ayrıca erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği, erkeği ailesi ile görüştürmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda yine de erkeğin ağır kusurlu olduğu; erkeğin husumet itirazının değerlendirilmesinde; tanık G.'in annesi tarafından yönlendirildiği ve tanığın kendisine karşı husumet beslediği iddiasının ispatlanamadığı, tanıkla aralarında ceza yargılamasına konu olaya ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği, ceza yargılamasına konu olaya husumet itirazına ilişkin olarak dayanılmadığı, husumet itirazında erkek tarafından dayanılmayan vakıanın Dairece re'sen gözetilemeyeceği, bu itibarla tanık G.'ın beyanına itibar edilmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığı; kadının az kusurlu olduğu, boşanma ile mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, kusurların aynı zamanda kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği tespitlerinin yerinde olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın ve ortak çocuk Alper yararına dava tarihi olan 08.06.2020 tarihinden 03.02.2021 tarihine kadar ayrı ayrı aylık 400,00 TL, 03.02.2021 tarihinden Dairenin karar tarihi olan 31.05.2023 tarihine kadar ayrı ayrı aylık 550,00 TL, Dairenin karar tarihi olan 31.05.2023 tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar kadın yararına aylık 1.500,00 TL, çocuk Alper yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata oy çokluğuyla karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, aralarında husumet bulunan tanık beyanlarının hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tanık ile aralarında husumet bulunduğu iddiasının her aşamada ileri sürülüp sürülmeyeceği ile kadın yararına tazminat ve nafakalara karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davalı- davacı erkek vekilinin tanık olarak dinlenilen kızı ile aralarında ceza davası olması ve beyanlarını bu olay sonrasında verdiği anlaşılmakla husumet olduğu itirazının yerinde olduğu ve tanık olarak dinlenilen ortak çocuğun beyanında geçen kadına ve çocuğa hakaret ettiği, onları tehdit ettiği vakıaları ile son zamanlarda erkeğin eve geç ve alkollü geldiği vakıalarının kusur değerlendirmesinde hükme esas alınamayacağı; ancak belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı- davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.