Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6443 E. 2024/3530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen iştirak nafakası miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2686 E., 2023/1095 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/497 E., 2022/391 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin asıl ve birleşen boşanma davasının reddine, kadının birleşen boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili 09.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, velâyetin babaya tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili 30.12.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, velâyet hakkının müvekkiline verilmesine, faizi ile 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, velâyet hakkının müvekkiline verilerek gelecek yıllara ilişkin artış oranıyla birlikte küçük için aylık 1.800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL'nin faiziyle erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı erkeğin 09.07.2018 tarihinde açtığı davadan sonra tarafların tekrar bir araya gelip birlikte yaşamaya başladıkları, yaklaşık on ay birlikte yaşayarak evliliklerini devam ettirdikleri, davacı-davalı erkeğin açmış olduğu davada ileri sürdüğü iddiaların af kapsamında kaldığı, erkeğin 30.12.2019 tarihinde açtığı davada ileri sürmüş olduğu iddiaların ise tarihlerinin belli olmadığı, dinlenen tanık beyanlarının soyut olduğu, bir kısmının yeri ve zamanının belli olmadığı, bir kısmının da izahat niteliğinde olduğu gerekçesiyle erkeğin asıl ve birleşen davasının reddine, buna karşılık erkeğin tarafların özel hayatlarını kayıt altına aldığı, ortak çocuğun ismini koyarken kadının düşüncelerini dikkate almaksızın ve ondan habersiz olarak ... ismini bildirerek nüfus cüzdanı çıkarttığı ve eşinden habersiz olarak 29.04.2019 tarihinde görev yerinin Şanlıurfa ili olarak değiştirilmesi için çalıştığı kuruma dilekçe verdiği, bu suretle erkeğin tam kusurlu olduğu, olaylarda davalı-davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurlu davranışın bulunmadığı gerekçesiyle kadın tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın ÜFE oranında artışına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile 20.000,00 TL manevî tazminata, dosyaya ibraz olunan fotoğraflar ve bu kapsamda yapılan bilirkişi incelemesi sonucu değerleri tespit olunan ziynet eşyalarının aynen iadesinine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 189.777.00 TL bedelinin yasal faiziyle birlikte davacı-davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve ziynet alacağının kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, manevî tazminat ve iştirak nafakasının miktarı, ziynet alacağı yönünden yeniden rapor alınarak güncel altın kuru üzerinden bedele hükmedilmesi ve 30.09.2022 tarihli ara kararın gerekçesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinde ziynetlerin aynen iadesini olmadığı taktirde dava tarihindeki değerlerinin tahsilini talep ettiği, talepten fazlaya hükmedilemeyeceği, bu sebeple altınların dava tarihi itibarıyla değerine hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, kadının erkeğe fiziksel şiddet iddiasının ispatlanmadığı, ayrıca ortak çocuğun ismi konusunda erkek ve ailesinin psikolojik baskısının devam ettiği, af durumunun gerçekleşmediği, ancak erkeğin kadını darp ettiği maddî vakıası ispatlanmasına rağmen bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğu, ayrıca kira sözleşmesinin feshi, sözleşmenin taraflarının kimler olduğu , kira bedelinden kimin hukuken sorumlu olduğu hususlarının ayrı bir davanın konusunu oluşturduğu, bu hususta tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle kadının kusura, manevî tazminatın miktarına, 30.09.2019 tarihli ara kararın gerekçesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kusurun gerekçesinin erkeğe fiziksel şiddet vakıası da eklenmek suretiyle düzeltilmesine, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faizi ile birlikte 80.000.00 TL manevî tazminata, ara karar gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının sair, erkeğin tüm istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuk için hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.