"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/285 E., 2023/751 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramankazan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/413 E., 2022/183 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sosyal ortamlarda erkeği sürekli yalnız bıraktığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini engellediğini, öldürmekle tehdit ettiğini, sürekli beddua ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı kadın süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 08.01.2019 tarih ve 2015/655 Esas, 2019/5 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında uzun bir süredir anlaşmazlık olduğu hususunda dinlenen tanık beyanından yeterli kanaate ulaşılamamış ise de tarafların daha önce Mahkemenin 2012/229 Esas sayılı dosyası üzerinden boşanma davası açtıkları, davanın takip edilmemesi nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verildiği, uzunca bir süredir ayrı yaşadıkları, davalı kadının bunun aksine dair herhangi bir delil sunmadığı, davaya cevap da vermediği, evlilik birliğinin devamının imkansız olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dosya münderacatından kanaat getirildiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından hükmün tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 04.11.2020 tarih ve 2019/1072 Esas, 2020/1267 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının denetime elverişli şekilde çelişkisiz, açık ve anlaşılır olmadığı, mahkeme kararında davalının kusurunun belirtilmediği, bu haliyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde yer alan ilkele aykırı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortada önemli bir neden ve taraflardan birinin belirgin kusuruna dayalı olmaksızın anlaşmazlık nedeniyle, 2012 yılından beri boşanma davalarının devam ettiği, 03.11.2015 tarihinde açılan iş bu davada davalının kaldırma öncesi verilen 08.01.2019 tarih ve 2015/655 Esas, 2019/5 Karar sayılı karar tarihine kadar davaya cevap vermediği, duruşmalara katılmadığı, bahse konu kararın tebliğ edilmesinden sonra ise karara karşı istinaf yoluna başvurduğu, ayrıca davalı tarafından istinaf dilekçesinde davacının kendisini başka kadınlarla aldattığını öğrenmesi üzerine işbu davayı açtığı ve özür dileyerek barıştığı, dosyanın kapanacağını düşündüğü, boşanma davasına sebep olan olayın davacının sadakatsiz tutum ve davranışlarının olduğu iddiasında bulunduğu, davalının dayanaksız bu iddialarına itibar edilmediği, bu aşamaya kadar susan davalının bu şekildeki itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, hakkın kötüye kullanılmasının ise hukuk düzeni tarafından korunmayacağı, boşanmaya sebep olan olaylarda taraflardan birinin belirgin kusuru bulunmasa da davalı eşin boşanmaya karşı çıkmasının tek başına boşanma kararı verilmesini engellemeyeceği, somut olayda davacının kusurunun daha fazla olduğunun davalı tarafından ispatlanamadığı, mevcut evlilik birliğinin eşler ve çocuk yönünden korunmaya değer bir yararının kalmadığı, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu ve tarafların yeniden bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuk ergin olduğundan velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararda hiçbir delil ve gerekçeye dayanılmadığını, davacının aldattığı öğrenilince dava açtığını, daha sonra da özür dileyip barıştığını, tarafların birlikte yaşadığını, geçimsizliğin olmadığını, kadının kusurunun bulunmadığını, ayrı evde yaşadıklarına dair delil de olmadığını, karar usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürerek karar tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 11.09.1997 tarihinde evlendikleri, bir tane ergin çocuklarının olduğu, dinlenen tanık beyanları, dosyadaki belge ve bilgilere göre davalı kadının kusurlu davranışı tespit edilemediği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacının davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmesi doğru bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.