"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/711 E., 2023/1070 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/1964 E., 2023/5 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne tarafların boşanmalarına ve feri'îlerine, erkeğin davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, her iki davanın da kabulüne ve tarafların boşanmaları ile ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının hayatında kendisinin yokmuş gibi davrandığını, kendisini evin geçimini sağlamak zorunda olan birisi gibi gördüğünü, sorumluluklarını yerine getirmediğini, ayrı masada yemek yediğini, iletişim kurmadığını, ayrı odalarda ayrı yataklarda yattıklarını, her daim hor gördüğünü ve aşağıladığını ileri sürerek davanın kabulüne, ortak çocuğun velayetinin düzenlenmesi hususunu mahkemenin takdirine bıraktığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin başından itibaren evlilik birlikteliğinin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmediğini, küçümsediğini, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüklerini ihlal ettiğini, sürekli telefonu ile vakit geçirdiğini, gündüzleri de iş yapmamasına rağmen bir şey söylemeden gittiğini, telefonunun sürekli şifreli olduğunu, apartmanda olan bir kavga sebebiyle telefonunun şifresini açık bırakarak aşağı indiğini telefona baktığında, evlenmeden önce görüştüğü kız arkadaşı olan ... isimli kadınla açıkça sadakat yükümlülüğünü ihlal eder mesajlaşmalarını gördüğünü, 2017 yılında açılan boşanma davasında özürler dilediğini bir daha yapmayacağını söylediğini, aynı davranışlara devam ettiğini, para kazansa bile eve getirmediğini belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk ... için aylık 750,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata yasal faizi ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesi 17.01.2022 tarihli kararı ile kadının davasının kabulü, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının tefrikine karar verilmekle, davacı-davalı erkek, kusur belirlenmesi, delillerin toplanmaması, davasının tefrik edilmesi ve davasının kabul edilmemesi, davalı-davacı kadın ise kusur, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakasına hükmedilmemesi, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince tefrik kararının hatalı olduğu ve kadın lehine tedbir nafakası yönünden olumlu olumsuz karar verilmemesi hatalı olduğu belirtilerek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin ve ailesinin maddi ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, kadının ise eşi ile aynı yatakta yatmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların ergin olduğundan velayet ve iştirak nafakası düzenlenmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya yıllık ÜFE oranında faiz uygulanmasına, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlenmesi, aleyhe nafakaya hükmedilmesi, karşı davanın derdestlik nedeni ile reddedilmemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusu, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin belirlenen kusurlu davranışları yanında güvensarsıcı davranışlarının da bulunduğu buna göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu ve tarafların ekonomik sosyal durumları ve kusur durumu gereği kadın yararına tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlenmesi, tazminat ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminat ve nafaka miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir
3.Mahkemece yapılan yargılamada davalı-davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Karar davacı- davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkeme kararında tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadının yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle hüküm verilmişse de; dosyanın tetkikinde, kadın hakkında yapılan kolluk araştırmaları arasında farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Dosyada mevcut bilgi ve beyanların tutarlı olmadığı gibi kadının sosyal ve ekonomik durumunu tespitte de yeterli olmadığı görülmektedir. Bu durumda kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin davacı erkeğin gelirine yakın ve denk olup olmadığı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı ve kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA,
2. Taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.