"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/265 E., 2023/796 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/145 E., 2022/897 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, erkeğin zina sebebi ile açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre erkek lehine verilen koruma kararının itiraza tabi olup temyize tabi olmadığı anlaşılmakla, davalı- karşı davacı kadın vekilinin koruma kararına yönelik yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı- karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli olarak erkeğe yaşlı olduğunu, bir işe yaramadığını söylediğini, hakaret ettiğini, müşterek çocuk için banka hesabında bulunan parayı kadının erkekten habersiz olarak çektiğini, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarının eve gelmesini istemediğini, kadının ortak çocuğa da kötü davrandığını, şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, kadının sadakatsız davrandığını, eve geç geldiğini, gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, odasında sürekli telefonla konuştuğunu, başkalarıyla çıplak bir şekilde görüntülü konuşma yaptığını, müşterek çocuk annesinin telefonuyla oynarken aşkım diye kayıtlı bir kişiden arama yapıldığını, kadının başka bir erkekle ilişki yaşadığını, davacı erkeği birkaç kez eve almadığını iddia ederek, öncelikle tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TUİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin önceki evlilikten olan çocuklarının kkadına kötü davrandıklarını, ''senin bu evde hakkın yok'' demeye başladıklarını, zorla kadından evde hakkı olmadığına dair yazı aldıklarını, davacıyı etkilediklerini, erkeğin çocuklarının davranışlarına göz yumduğunu, çocuklarıyla birlikte kadına şiddet uyguladığını, kadınla ilgilenmeyi kestiğini, fiziksel ve psikolojik baskı altına aldığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının eşini aldatmadığını, hakaret etmediğini, erkeğin çocuklarının kadına hakaret ettiğini, evden kovduklarını, karşı tarafça sunulan delillerin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin ayrı yattığını iddia ederek açılan davanın reddine, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarih ve 2018/1758 Esas, 2020/174 karar sayılı kararı ile; dosya kapsamına, tanık beyanlarına, telefon görüşme kayıtlarına nazaran davalının sadakatsizliğinin ortaya çıktığı 2015 veya 2016 yılından sonra tarafların barışıp bir araya gelmelerine rağmen davalının güven sarsıcı davranışlarını sürdürdüğünün 2018 yılına ait telefon görüşme kayıtları ile sabit görüldüğü, evlilik birliğinin davalının kusuru ile temelinden sarsıldığı gerekçesi ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, iştirak nafakası, velayet ve kabul edilen manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarih ve 2020/513 Esas, 2022/255 Karar sayılı kararı ile somut dosya kapsamında müşterek çocuk 14.11.2007 doğumlu olup; çocuğun fiilen bulunduğu ortam, ikamet ettiği konut ve çevresinin şartları, birlikte yaşadığı kişilerle ilişkileri, ihtiyaçlarının kim/kimler tarafından ne seviyede karşılandığı, psikolojik, sosyal ve bilişsel gelişimi, tarafların müşterek çocuğa sağlayabileceği ekonomik ve psikolojik şartlar ile çocukla ebeveynlerin ilişkilerinin değerlendirilmesi bakımından sosyal inceleme raporu alınmadığı, idrak çağındaki müşterek çocuğun velâyet hususundaki iradesinin araştırılmadığı gerekçesi ile davalının velâyet düzenlemesindeki eksik inceleme ve araştırmaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya ibraz edilen bir kısım fotoğraflarda davalı kadının başka bir erkekle samimi fotoğraflarının bulunduğu, davalıya ait telefon arama kayıtlarının celp edildiği, günün muhtelif saatlerinde birkaç farklı telefon numarası ile özellikle ...46 35 nolu telefonla hayatın olağan akışına aykırı süre ve sıklıkla görüşmeler yapıldığının belirlendiği, telefon görüşme kayıtlarına nazaran, davalının sadakatsizliğinin ortaya çıktığı 2015 veya 2016 yılından sonra tarafların barışıp bir araya gelmelerine rağmen, davalının güven sarsıcı davranışlarını sürdürdüğünün 2018 yılına ait telefon görüşme kayıtları ile sabit görüldüğü, evlilik birliğinin davalının kusuru ile temelinden sarsıldığı, müşterek çocuğun velâyeti konusunda çocuğun iradesinin esas alındığı gerekçesiyle, davacının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zinaya dayalı boşanma davasının reddine, davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı babaya verilmesine, müşterek çocuk ile davalı anne arasında şahsî ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının kararın kesinleşmesini takip eden yıldan başlamak üzere TÜFE oranında arttırılmasına ve davacı erkek lehine 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuka aykırı olan fotoğrafların delil olarak alındığını, kadına ait olmayan 46.35 ile biten telefonla görüşme kayıtlarının hükme esas alındığını, bu numaranın kime ait olduğunun araştırılmadığını, Ankara CBS'nin 2019/114897 E. Sayılı soruşturma dosyası delil olarak bildirilmesine rağmen dosya arasına alınmadığını, zina davasının reddine karar verilmesine rağmen kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayanılmamasına rağmen bu yönden hüküm kurulduğunu belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, müşterek çocuk yararına kabul edilen nafakalar ile kabul edilen manevi tazminat, velayet ve vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, müşterek çocuk yararına kabul edilen nafakalar ile kabul edilen manevi tazminat, velayet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, aynı dava dilekçesi ile birden fazla sebebe dayanılması nedeni ile reddedilen zina sebebi ile açılan boşanma davasında kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı, çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, çocuğun velayetinin babaya verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Erkek lehine verilen koruma kararının itiraza tabi olup temyize tabi olmadığından davalı- karşı davacı kadın vekilinin koruma kararına yönelik yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı- davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.