"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/541 E., 2023/740 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/113 E., 2022/79 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalının kusurlu davranışları nedeniyle 04.07.2019 tarihinde ortak konuttan ayrıldığını, davalının davacının ailesiyle iletişimini tamamen kestiğini, davacı erkeğe de ailesi ve yakınlarıyla iletişimini kesmesi konusunda baskı yaptığını, erkek işten geldiğinde kadının tüm odaları kilitleyerek erkeğe istirahat edeceği alan bile bırakmadığını, kadının erkeğin tüm kazancını istediğini, erkeğin kazancını davalı eşe verdiğini, buna rağmen kadının erkek için hiçbir harcama yapmadığını, onun ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini, 2002-2016 yılları arasında erkeğin yurt dışında çalıştığı dönemde kadının tüm kazancı sorumsuzca ve erkeğin iradesini gözetmeden harcadığını, kendisine ve ortak çocuklara yemek yapmasına rağmen erkeğe yemek olmadığını söylediğini, erkeğin ailece oturulan sofraya oturmasına engel olduğunu, sürekli dışarıda yemek yemesini istediğini, en son "çocuklar senden rahatsız oluyor, git kapının önünde ye ne yiyeceksen" diyerek erkeği çocukların önünde küçük düşürdüğünü, erkeği yatak odasına beş yıldır almadığını, insanların yanında dahi küfür ve hakaret ederek küçük düşürdüğünü bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 162 nci maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin ailesine karşı eli sıkı ve cimri tavırları bulunduğunu, kadının zorlamasıyla eve ve çocuklara zorunlu harcamayı yaptırmaya çalıştıklarını ancak evlilik süresince kadının ve çocukların sürekli mağdur olduğunu, erkeğin kazancıyla özel zevkine göre harcamalar yaptığını, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, annesine aşırı düşkün davrandığını, kendi evine yapmadığı harcamaları annesine yaptığını, gelirini ailesine harcamadığını ve nereye harcadığı konusunda bilgi vermediğini, evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, ikinci işte çalışmasından sonra sosyal medyada yakışmayacak, ayıp karşılanacak sayfalara ve kişilere takılmaya başladığını, kadını beğenmediğini, kendinden uzaklaştırdığını, gece yarılarına kadar eve gelmediğini, erken geldiği günlerde evin yakınındaki bir kahvehaneye takıldığını, geç gelmeleri nedeniyle çıkan kavgalarda eline geçen her türlü malzemeyi kadına atmaya, kırıp dökmeye, şiddet kullanmaya, küfür etmeye başladığını, 04.07.2019 tarihinde evi terk ettiğini, kadına ve ailesine karşı özensiz ve ilgisiz davrandığını, kadının annesi ve kardeşi hastanedeyken ziyaret etmediğini, kadının annesinin cenazesine bile üç, dört saat gecikmeli geldiğini, çocukların okumalarına anlamsız şekilde razı gelmediğini, evi terk ettikten sonra ailesiyle iletişimini tamamen kopardığını 4721 sayılı Kanun’un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının erkeğe karşı hakaret ve küfür ettiği, erkeğin ise ortak haneden ayrılarak birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, ilgisiz olduğu, sorumluluklarından kaçındığı, kadın eşe fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine 17.01.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının kusuru yönünden hükme esas alınan tanık beyanının duyuma dayalı olduğunu, kadına yüklenen kusuru kabul etmediklerini, davacı-davalının tam kusurlu olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının istinafa konu yönlerden kaldırılma sına, asıl davanın reddine, tüm kusur erkekte kabul edilerek kusur tespitinin düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin tümüyle kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediklerini, kadının ağır kusurlu olduğunu, kadının davasının reddinin gerektiğini ve erkek lehine tazminat koşullarının oluştuğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının istinafa konu yönlerden kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmenin ve kadın yararına tazminata hükmedilmemesinin doğru olduğu, ancak davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair, erkek vekilinin tüm yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğu, erkeğe hakaret ettiğini belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.