"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1330 E., 2023/834 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/210 E., 2022/351 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evliliğin ilk gününden beri erkeğin kadından cinsel yönden uzak durduğunu, taraflar arasında duygusal bağın kurulamadığını, son 4 yıldır cinsel birlikteliğin hiç yaşanmadığını, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin de buna izin verdiğini, erkeğin öfke kontrolü problemi olduğunu, en ufak tartışmada eşyaları fırlatıp kırdığını, maddîyata çok önem verdiğini, sürekli birikim yapma yönünde baskı yaptığını, her konuda kadını yalnız bırakıp destek olmadığını, ikinci ortak çocuğun down sendromlu olduğunu, erkeğin doğum sırasında ve sonraki süreçte ilgisiz davrandığını, erkeğin taraflar arasındakileri annesine aktardığını, en ufak tartışmada annesine gittiğini, kadının arkadaşları ile görüşmesi konusunda sorun çıkardığını, ortak çocuklara olumsuz davrandığını ve ilgisiz olduğunu, maddî konularda kadına destek olmadığını, kadına ve ailesine küfür ettiğini, kadının giyimine karıştığını, sosyal medyada yaptığı paylaşımlardan dolayı hakaret ettiğini, küfür ederek evden kovduğunu, kadını üçüncü kişilere anlatıp dedikodu yaptığını, erkeği aldattığı iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00TL yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının hayatında başka bir erkek olduğunu, bu nedenle cinsel birlikteliğin olmaması sebebinin kadından kaynaklandığını, kadının erkeğin ailesi ile sorunlar yaşadığını ve ön yargı ile yaklaştığını, erkeğin ailesinin davetlerine bahaneler üreterek katılmadığını, ortak çocuklar ile ilgilenmek yerine akşamları iş arkadaşları ile uzun telefon görüşmeleri yaptığını, çocukların yanında erkeğe hatta çocuklara küfür ve kötü sözler söylediğini, erkeğin ailesine de hakaret ettiğini, kendi arkadaşlarına erkeği kötülediğini, başka bir erkek ile yazışmalar yaptığını, akşam başka bir erkek ile buluşmaya gittiğini beyan ettiğini, başka bir erkek ile ilişkisinin hala devam ettiğini, öfke kontrolünün olmadığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evi ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği, eşini başkalarının yanında eleştirdiği, eşine küfür ve hakaret içeren sözler söylediği, olaylara karşı aşırı tepki verdiği, sinirli bir yapıya sahip olduğu; kadının ise uyumsuz bir yapısının olduğu, çocukların yanında konuşulmaması gereken konuları konuştuğu, eşine küfür içeren sözler söylediği, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, erkek kadının başka erkeklerle görüştüğünden bahisle sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini belirtmiş ise de tanık beyanlarına göre bu durumun dava açılmadan 3 yıl önce olduğu ve evliliğin devam ettiği anlaşıldığından kadına kusur olarak yüklenmediği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700.00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 700.00 TL tedbir ve 900,00 TL iştirak nafakasına, kadının çalışıyor olması nedeniyle tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunun dosya kapsamına göre sabit olduğunu, kadına yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, bu nedenle erkeğin davasının reddi gerektiğini, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının ispatlayamamasına rağmen hatalı kusur değerlendirmesi yapıldığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, alınan rapor ile erkeğin öfke kontrolü problemi olmadığının tespit edildiğini, kadının kusurlu olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının davasının kabulü ve kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının yüksek olduğu ve kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazimnatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulü kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve ortak çocuklar yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir
3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ... (2012) ve ... (2017) yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden ortadan KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.