Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6482 E. 2024/1737 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümü üzerine mirasçısı tarafından devam ettirilen boşanma davasında, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu davranışlarının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, güven sarsıcı davranışları ve diğer kusurları dikkate alındığında boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespit edilmesi kararının yerinde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/473 E., 2023/1031 K.

DAVA TARİHİ : 26.01.2018

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akhisar Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/412 E., 2020/643 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vasisi dava dilekçesinde özetle; davalının daha önce açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, davacının davalı kadının bakımı altındayken akıl hastanesine yatırıldığını, erkeği uzun zaman eve sokmadığını, avluda bulunan damda yatırdığını, kendisine sürekli olarak şiddet uyguladığını, "benim adamın erkekliği yok, ben erkek istiyorum buna dayanamıyorum" gibi sözler sarf ederek komşuları ... isimli kişi ile görüşmeye başladığını belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, tarafların halen aynı evde yaşadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2018 tarihli, 2018/56 E., 2018/801 K. sayılı kararı ile davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli kararı ile davacının ölümü ile davanın konusuz kaldığı, mirasçı olduğunu ifade eden İsmail'in davaya devam iradesini bildirdiğinden 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin 2 fıkrası uyarınca kusur tespiti yönünden devam edilmek üzere kararın kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalının davacıyla ilgilenmediği, davacıyla uğraşıp durmak istemediğini söylediği, üst baş kıyafet haline dikkat etmediği, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği gerekçesiyle davalı kadının tam kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili özetle; davanın reddi gerektiğini, kusur tespitinin yeni bir dava olduğunu ve yeniden delil ve tanık bildirme taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut beyanları, sunulan fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde sağ kalan eş olan davalı kadına yüklenen kusur vakıalarının ispatlandığı, davacı müteveffa erkeğin kusuru olup olmadığının ise değerlendirilemeyeceği, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı, yeterli, denetime açık, hükme elverişli, dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrarla, davacı müteveffanın tek mirasçısının davaya devam ettiğini, veraset ilamının dosyada bulunmadığını belirterek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan, davacı erkeğin yargılamanın devamı sırasında ölümü üzerine konusuz kalan ve kusur tespiti yönünden mirasçısı tarafından devam edilen boşanma davasında sağ kalan davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü, 326 ncı maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı kadının davranışlarının güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığının, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının ispatlanmadığının, ne var ki Mahkemece belirlenen diğer kusurlar ve güven sarsıcı davranış eylemi dikkate alındığında kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespiti kararının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.