Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6481 E. 2024/4897 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusur belirleme, velayet, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının doğru belirlenip belirlenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocukların ihtiyaçları gözetilerek takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/635 E., 2023/786 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/528 E., 2021/813 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 26.07.2019 tarihinde evlendiklerini, bir tane çocuklarının olduğunu, davalının maddî destekte bulunmadığını, hakaret edip baskı uyguladığını, kazancını zorla elinden aldığını, çalışmaya zorladığını, eve içki getirip, küfür edip şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, müvekkili hamileyken şiddet uyguladığından müvekkilinin kanama geçirip hastaneye yattığını, müvekkilini rızası dışında annesinin evine götürdüğünü, şiddet uygulayıp üç saat banyoya kilitlediğini, bayramda şiddet uygulayıp, bıçakla tehdit edip evden kovduğunu, müvekkilinin babasına da bıçak çektiğini, evin kilidini değiştirdiğini, uzaklaştırma kararı alındığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.500 TL tedbir ve iştirak, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddî, 50.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkiline agresif tavırlar sergilediğini, hakaret ettiğini, sinkaflı küfürler ettiğini, davacının aile büyüklerinin de tarafların evliliğine müdahale ettiğini,davacının müvekkilinin annesine hakaret ettiğini, anne ve babasının müvekkilinin annesine tehdit ve hakarette bulunduğunu, kendisini odaya kilitlediğini, bayram günü müvekkilinin annesine gitmemek için kavga çıkardığını, sokakta bağırıp çağırdığını, anne ve babasının müvekkiline hakaret edip babasının da tokat attığını, dolaptaki kıyafetleri attığını, buzdolabındaki gıdaları döküp konuta zarar verdiğini, "sen kimsin, adam değilsin" diyerek aşağıladığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, evlilik birliği devam ederken davalı kocanın davacıya, şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, en son yaşanan olayda ise davalının davacıyı evden kovduğu, eve almadığı, kadının da davalının ailesini istemediği, ayrı yaşadıkları dönemde davalının annesine küçük düşürücü sözler söylediği, geçimsizlikte her iki tarafında kusurlu bulunduğu ancak erkeğin daha ağır kusurlu olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) dava ve karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacıya verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için doğduğu tarihten itibaren verilen 500,00 TL tedbir nafaksının, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına verilen 500,00 TL tedbir nafakasının, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamı ile kocadan alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacının tam kusurlu olup müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tanık beyanlarının taraflı ve çelişkili olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, asıl dava ve taleplerin reddine, karşı dava ve taleplerin kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde;erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olup, davalının tam kusurlu olduğunu, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, kararın kaldırılarak taleplerinin tümüyle kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde;erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının birçok defa şiddet gördüğünü belirterek karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, kararın kaldırılarak taleplerinin tümüyle kabulüne karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2021 doğumlu Eslem Nazlı’ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ,iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davacı-davalı kadın vekilinin kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.