"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2037 E., 2023/941 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/114 E., 2022/324 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, miktarları ve çocuklarla kişisel ilişki kurulmaması yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre, ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına dair karar, davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı karşı davalı erkek vekilinin çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmamasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiğini, kesinleşmeden itibaren üç yıl geçtiğini, tarafların bir araya gelmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik boyunca kadına ve çocuklara şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, 2011 yılında ufak bir tartışma sonucu erkeğin evi yakmaya çalıştığını, tehdit ettiğini, kadının doğumu ile ilgilenmediğini, 2012 yılından beri başka bir kadınla birlikte olduğunu, önceki davanın erkeğin kusuru nedeni ile reddedildiğini, çocuklarına bakmadığını, malvarlığını devrettiğini belirterek 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, kadın için 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Gaziantep 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/386 Esas, 2013/529 Karar sayılı boşanma dosyasında verilen ret kararı ve bu ret kararının kesinleşmesinin üzerinden yasanın öngördüğü 3 yıllık sürenin geçmiş olduğu ve bu 3 yıllık süre içerisinde tarafların tekrar bir araya gelerek evliliklerini devam ettirmedikleri, ayrı yaşamaya devam ettikleri, her iki taraf tanıklarının da bu durumu teyit ettikleri gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin son fıkrasına dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların yaklaşık 10 yıldır ayrı yaşadıkları, ayrı yaşamaya başlamadan önce ve sonraki aşamada erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği evine, eşine ve çocuklarına karşı maddî ve manevî yönden bakım yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sorumluluğunu ihmal ettiği ve birlikte yaşadıkları zaman içerisinde hem kadını hemde ortak çocukları birden fazla kez darp ettiği, kadının evden gitmesi için baskı yaptığı, şehirdeki evden gitmesini istediği, evden gitmezse evi yakmakla tehdit ettiği ve tanık beyanları ile erkek eve girdikten sonra evden dumanların yükseldiğinin belirtildiği, tarafların ayrı yaşamaya başlamalarından sonra doğan ortak çocuk Kader'in doğum zamanı erkeğe haber verildiği ancak erkeğin doğum zamanı eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, hastaneye gelmediği, erkeğin evlilik birliği devam ederken başka bir bayanla evlilik yaptığı ve evliliğinin halen devam ettiği bu suretle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve tarafların tekrar bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı karşı davalı erkeğin velâyet talebinin bulunmaması, velâyetin anneye verilmesine engel bir durumun dosya kapsamından tespit edilmediği ve çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olduğu gerekçesi ile ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, dosya kapsamı, tanık ve tarafların müşterek çoçuklarının beyanları ve SİR dikkate alınarak çocukların üstün menfeati gereği baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, Gaziantep 2. Aile Mahkemesinin 2018/957 Esas, 2020/203 Karar sayılı ilamı ile davalı karşı davacı kadın için hükmedilen aylık 300,00 TL nafakanın ve çocuklar için ayrı ayrı hükmedilen aylık 150,00 TL nafakanın kararın kesinleşme tarihine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren davalı karşı davacı kadın için hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının 200,00 TL arttırılarak toplam 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların ortak çocukları için ayrı ayrı hükmedilen 150,00 TL tedbir nafakasının her biri için ayrı ayrı aylık 250,00 TL arttırılarak her bir çocuk yönünden aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davranışlarının davalı karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesi ile 40.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı karşı davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalının tam kusurlu olduğu, davalı karşı davacının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davalı karşı davacı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir/yoksulluk/iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, ortak çocukların yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, miktarları ve çocuklarla kişisel ilişki kurulmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü, maddî ve manevî tazminat ile nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının çok olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle ortak çocuk Berat`ın 12.03.2005 doğumlu olup ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı karşı davalı erkek vekilinin ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2. Davacı karşı davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.