"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2190 E., 2023/1028 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elbistan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/697 E., 2022/440 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına devamlı olarak hakaret ve şiddet uyguladığını, kafasında tabak kırdığını, fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, kızını kadından kaçırdığını, kadının annesine hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadını aldattığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalara her yıl TUİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artış yapılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP;
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının liseyi bitirdiğini, erkeği beğenmediğini, erkeğe ve ailesine sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını ve küçük düşürdüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşi, evi ve çocukları ile yeterince ilgilenmediğini, erkeği cep telefonuna ''bizim öküz'' diye kaydettiğini, kadının telefondan Ö.isimli erkek ile görüştüğünü öğrendiğini, sonrasında bir arada yaşamaya devam ettiklerini, kadının bu şahısla görüşmeye, şiddet hakaret eylemlerine devam ettiğini, ziynetlerini bu şahsa verdiğini öğrendiğini iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın aldatma, ağır derecede onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelden sarsılması sebepleriyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından açılan boşanma davasında dinlenen tanık beyanından erkeğin kadına şiddet uyguladığı, ancak dosya içeresinde bulunan raporlardan ve ilgili ceza dosyasından kadının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, erkeğin açmış olduğu boşanma davasında dinlenen tanık beyanlarından kadının çocuklar ile ilgilenmediği, erkeğe başkalarının yanında sürekli hakaret ettiği, eve geç geldiği, erkeğin, kadının .... isimli şahısla görüşmeleri olmasına rağmen aile büyüklerinin araya girmesiyle kadınla barıştığı, ancak kadının sonrasında da görüşmeye devam etiği iddiasının tanık K.T.'nin beyanının hangi döneme ait olduğu anlaşılamadığından bu hususun kadına kusur olarak yüklenmediği, taraflarca diğer iddiaların ispatlanamadığı, kadının erkeğe göre daha kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 15.000,00 TL manevi tazminata, erkek çalıştığından erkeğin maddi tazminat ve çocuk için tedbir nafakası isteminin reddine, çocuk için aylık 200 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, velâyet, erkek yararına kabul edilen manevî tazminat ile miktarı, çocuk için hükmedilen iştirak nafakası, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuğun beyanları dikkate alınmadan yatılı kişisel ilişki tesisinin hatalı olduğunu belirterek, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, velâyet, erkek yararına kabul edilen manevî tazminat ile miktarı, çocuk için hükmedilen iştirak nafakası, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğe yüklenecek başkaca kusurun bulunup bulunmadığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak erkek yararına manevî tazminat verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin karşı boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı , davacı- karşı davalı kadının çocuklar ile ilgilenmediği, erkeğe başkalarının yanında sürekli hakaret ettiği, eve geç geldiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tespit edilen kusurlarının yerinde olduğu kabul edilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kadının müşterek çocuklar ile ilgilenmediği , bu nedenle kusurlu olduğu kabul edilmişse de, ortak çocuk K.'nın Mahkemece hükme esas alınan beyanlarının bir kısmının önceye ait olup tarafların evliliklerinin bu vakıadan sonra devam ettiği, bu vakıanın erkek tarafından affedildiğinin en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiği, bir kısmının yer ve zaman belirtmeyen, sebep ve saiki açıklamayan soyut beyan olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, bu nedenle kadının ortak çocuklar ile ilgilenmediği şeklinde kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, Mahkemece kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kadına fiziksel şiddet uygulayan erkek ağır, erkeğe başkalarının yanında hakaret eden ve eve geç gelen kadın az kusurlu olup, yanılgılı değerlendirme ile kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3. Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu kadın eş yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve ağır kusurlu erkek eşin manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesine göre, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. Dosyanın tetkikinden, boşanmaya sebep olan olaylarda az kusurlu olduğu anlaşılan kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması karşısında, yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile lehine uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesi ve erkeğin manevi tazminat talebinin kabul edilmesi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesi ve erkeğin manevî tazminat talebinin kabul edilmesi yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.