"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1641 E., 2023/290 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahta 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/1 E., 2021/544 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadına ve ailesine hakaret ettiğini, kadının telefonuna el koyduğunu, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, ailesinin evine göndermediğini, kadını tehdit ettiğini, eve para getirmediğini, kadının yengesine cinsel içerikli videolar ve mesajlar attığını, çocuklara şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, davacı kadın için 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının ailesinin kendisini tehdit ettiğini, çocukları ile görüşmesine engel olduğunu, kendisine iftira atıldığını, kadının giderken kendisine ait altınları aldığını iddia ederek davanın reddine, aksi kanaat olursa velâyetin kendisine verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacı kadına ve ortak çocuklara fiziksel ve duygusal şiddet uyguladığı, davalı erkeğin ağır kusurlu, davacı kadının ise kusursuz olduğu gerekçesi ile davacı kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların halen kaldığı ve yaşadığı ortam, annesi ve babası ile olan ilişkileri, yaşı ve sosyal inceleme raporundaki diğer olumlu görüşler dikkate alınarak çocukların ruhsal ve psikolojik durumuna daha uygun olacağı gerekçesi ile velâyetlerinin anneye verilmesine, babanın çocuklara şiddet uygulaması nedeni ile velâyeti davacı anneye bırakılan ortak çocuklar ile davalı baba arasında her ayın 2. ve 4. Haftası cumartesi günü saat 09.00 ile 17.00 arasında, uzman psikolog ya da sosyal incelemeci eşliğinde olmak koşuluyla kişisel ilişki kurulmasına, kendisi çalışan ve geliri olan davacının yoksulluğa düşeceği kanaatine varılmadığı gerekçesi ile davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuklar için dava tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, ortak çocukların ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen tedbir/iştirak nafakaları miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, velâyete dair hükümlerin kesin hüküm oluşturmayıp değişen şart ve koşullara göre her zaman velâyetle ilgili dava açılabileceği, annenin çocuklara karşı olumsuz bir davranışının ispat edilemediği, ortak çocukların içinde bulunduğu yaş dönemi, çocukların üstün yararı gereğince ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine ve babanın ortak çocuklara şiddet uygulaması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince çocuklarla ebeveyn arasında tesis edilen kişisel ilişkinin şekline dair kararın yerinde ve makul olduğu, davayı kaybeden taraf lehine vekâlet ücretine karar verilemeyeceği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı, kurulan kişisel ilişkinin yeterli olup olmadığı ve davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece ortak çocukların velâyeti davacı anneye verilmiş, baba ile çocuklar arasında da babanın çocuklara şiddet uyguladığı gerekçesi ile her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi günü saat 09.00 ile 17.00 arasında uzman psikolog ya da sosyal incelemeci eşliğinde olmak koşuluyla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk anne ve babası ile düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bununla birlikte, kişisel ilişkinin düzenlenmesinde ise, çocuğun özellikle, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (4721 sayılı Kanun md.182/2).
3.Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince iki rapor alınmış, ilk raporda uzmanca, anne ve çocuklarla görüşülmüş, bu raporda sadece velâyet düzenlemesine ilişkin değerlendirme yapılmış, kişisel ilişkiye yönelik bir değerlendirme yapılmamıştır. Alınan ikinci raporda ise uzmanca baba ile görüşülmüş, babanın yaşam koşullarının çocuklara risk teşkil etmediği, çocukların velâyetlerinin anneye verilmesi durumunda baba rol modelinden mahrum kalmamaları için baba ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocukların yararına olacağı değerlendirilmiştir. Mahkemece psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan adli destek görevlisi uzman veya uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocuklarla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; idrak çağında bulunan çocukların da kişisel ilişki konusundaki görüşleri alınarak annenin iddiaları ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.