Logo

2. Hukuk Dairesi2023/653 E. 2023/3336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fazla olduğu ve hakkaniyet kurallarına uygun düşmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1245 E., 2022/2229 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/622 E., 2022/158 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derce Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, alkol aldığını ve eve geç geldiğini, başka kadınla ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilini, çocukları ile tehdit ettiğini, evlilik sorumluluğunu taşıyamadığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, kadının aşırı derecede kıskanç, kuruntulu, saygısız, saldırgan ve agresif bir kişilik yapısına sahip olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin iş yerini de arayarak haksız saldırılarıyla rahatsız ettiğini, iş yerine gelerek rezillik çıkardığını, müvekkilinin gece vardiyası olan bir işte çalıştığını, 3-4 yıldır taksi şöförü olarak çalıştığını, müvekkilinin bu nedenle eve geç geldiğini, müvekkilinin kadın ile birlikte karşılıklı olarak içtiğini, kadının bir eş ve anne olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, aşırı derecede pis ve dağınık olduğunu, düzenli yemek yapmadığını, bulaşıkları haftada bir kere yıkadığını, müvekkili açısından evlilik birliğinin sürdürülemeyecek bir hal aldığını açıklayarak, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, davacı tarafın taleplerinin reddine, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2017/1101 Esas ve 2018/1232 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, başka kadınla ilişkisinin bulunduğu, kadının da erkeğe hakaret ettiği, düzenli ev işi yapmadığı böylece tarafların birbirlerine karşı saygı, sevgi ve güvenini kaybetmiş oldukları, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve artık birliğin devamına olanak vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu ve geçimsizlikte tarafların her ikisinin de kusurlu olduğu, ancak geçimsizlikte erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, davacının SGK'lı bir işte çalıştığı ve düzenli bir geliri bulunduğu,çocuklardan Metin ve Gülay'ın babaları ile, Tuğba'nın ise annesi ile kalmak istediğini beyan ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklardan Metin ve Gülay'ın velâyetinin davalı babaya, Tuğba'nın velâyetinin ise davacı anneye verilmesine, çocuklar ile anne ve babaları arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Tuğba için aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, diğer çocuklar Metin ve Gülay'ın baba yanında kaldıkları anlaşıldığından tedbir nafakalarının belirlendiği günden itibaren kaldırılmasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, boşanma sonrası davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmemiş olmasının da hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 25.09.2020 tarih ve 2019/512 Esas ve 2020/1058 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin boşanma hükmünün taraflarca istinaf kapsamı dışında bırakıldığı ve boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşeceği, tarafların evlilik süresince yaşanan sorunlar nedeniyle bir kaç kez ayrılık aşamasına geldikleri ve ailelerinin araya girmesi ile barışıp evliliklerini sürdürdükleri, ancak taraf tanıkların anlatımlarında taraflar arasında bir kaç kez yaşanan ayrılma ve barışma süreci ile son barışmalarından sonraki döneme ilişkin taraflara karşılıklı olarak yüklenen kusurlu davranışların ve gelişen olayların yer almadığı, Mahkemece bu süreçteki olaylar tanıklara ayrıntılı şekilde sorularak, son barışmadan sonra meydana gelen kusurlar tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik tanık anlatımlarına dayanılarak, kusur tespiti yapılmasının ve karar verilmesinin doğru olmadığı, kadının istinaf talebinin bu nedenle yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince taraf tanıkları yeniden dinlenerek, beyanlarının, kusur denetimine elverişli olacak şekilde, taraflar arasında bir kaç kez yaşanan barışma süreci ve barışma sonrasında taraflara karşılıklı yüklenen kusurlar yönünden gelişen olaylara ilişkin yer ve zaman da belirtilerek ayrıntılı olarak alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, başka kadınla ilişkisinin bulunduğu, kadının da erkeğe hakaret ettiği, düzenli ev işi yapmadığı böylece tarafların birbirlerine karşı saygı, sevgi ve güvenini kaybetmiş oldukları, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve artık birliğin devamına olanak vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu ve geçimsizlikte tarafların her ikisinin de kusurlu olduğu, ancak geçimsizlikte erkeğin daha ağır kusurlu, gerekçesi ile boşanma davası konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Tuğba'nın velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Tuğba için aylık 150,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuklar Gülay ve Metin'in karar tarihi itibari ile ... olduğu anlaşılmakla velâyetleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın için belirlenmiş olan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar aynen devam etmesine, davacı kadının SGK'lı bir işte çalıştığından ve düzenli bir geliri bulunduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların geçimsizlikteki kusur durumları ile sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek kadın için takdiren 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; çalışan bir kadın olarak birlik görevlerinden tek başına sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, kusurunun bulunmadığını, aldatan ve fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğunu, lehine hükmedilen tazminatların az olduğunu, erkeğin yeni eşi ile kadının yıllarca çabalayıp, çalışıp emeğini döktüğü erkeğin babası adına tapuda kayıtlı olan evde yaşadığını, kadının ise kirada oturmakta olup bu zor ekonomik koşullarda yaşamını idame etmeye çalıştığı, ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğu belirterek kusur belirlemesi, tazminatların ve çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası yönlerden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin tazminat miktarları yönünden istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin tazminatlara ilişkin hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ile 40.000,00 TL manevî tazminata, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, ödeyecek gücü olmadığını, çocukların eğitim giderlerini de karşıladığını belirterek tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden davalı erkek yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.