"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1050 E., 2023/808 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/358 E., 2022/102 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekilince erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, birleştirilen davada aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden; davalı-davacı kadın vekilince kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, birleştirilen davada aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden; davalı-davacı kadın vekilince kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. İstinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı, sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kadın tarafından istinaf edilmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacı kadın vekilinin tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı-davalı erkek vekilinin ve davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevap ve birleştirilen davaya cevap dilekçelerinde; kadının aşırı kıskanç olduğunu, kıskanç tavır ve sözlerini hem kendisine hem de komşulara hissettirdiğini, kadının sosyal hayattan kopuk olduğu, karı-koca olarak birlikte alış-veriş ve gezmelere gitme şanslarının olmadığı, kadının saygısız hareketler gösterdiği, birçok defa küfür ve hakaret ettiğini, ailesinin fiili ayrılık döneminde kendisini tehdit ettiği, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline ekonomik, sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, müvekkiline karşı "Beceriksizsin, işe yaramazsın, başka kadınla evleneceğim, seni artık istemiyorum" şeklinde sözler söylediğini, evli olduğu halde sosyal medya hesaplarında "İlişkisi yok" yazdığını, tanımadığı kadınları takip edip telefonla gizlice konuşmalar yaparak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, Diyarbakır' a gideceklerini söyleyerek kandırdığını ve Ankara'da müvekkilini otobüsle ailesinin yanına gönderdiğini, sonrasında ise müvekkilinin eşyalarını çöp torbalarına doldurup işçileri ile gönderdiğini, tarafların bu olaydan itibaren ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 130,000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına küfür ve hakaret ettiği, "Sen işe yaramazsın, senin kadın değilsin, senin üstüne başkasını getireceğim, başka bir kadın bulacağım" şeklinde aşağılayıcı söylemlerde bulunduğu, fiili birliktelik devam ederken erkeğin, güven sarsıcı davranışlar sergileyerek sosyal medyada başka kadınlarla takipleştiği, ilişki durumuna "İlişkisi yoktur" yazdığı, en son kadına "Diyarbakır'a gezmeye gideceğiz" şeklinde söyleyerek Ankara'da tek başına otobüse bindirip baba evine gönderdiği, arkasından da eşyalarını çöp torbası içinde kendi işçileriyle kadına gönderdiği ve kadına boşanmak istediğini söyleyerek fiili ayrılığı başlattığı, kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata kararı verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, birleştirilen davada aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadına atfedilecek kusurun ispatlanamadığı, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda kadın lehine, kanuni şartları oluşan maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, birleştirilen davada aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı davasının ispat edilip edilmediği ve kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, birleştirilen davada erkek aleyhinde vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 297 nci, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.