"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1718 E., 2023/748 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/594 E., 2022/311 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının, müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediğini, kötü davrandığını ve fiziksel şiddet uuyguladığını, arabalarını ise habersizce kendi babasına verdiği gibi yine habersizce kardeşine kredi çektiğini, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, tarafların 01.02.2019 tarihinden itibaren tarafların ayrı yaşadıklarını, kadının Kahramanmaraş 3 Aile mahkemesinin 2019/96 Esas, 2019/47 Karar sayılı dosyası ile açtığı boşanma davasının reddedilerek kesinleştiğini, kadının karşı davasını ve iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının aynı gerekçeler ile açtığı karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, çalışmadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin maaş kartına el koyduğunu, müvekkiline ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, ilk evliliğinden olan çocuklarına tehdit ettirdiğini, müvekkiline ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uygulattırdığını, erkeğin defaatle kredi çektirdiğini, kredi borçlarını ödemediğini, müvekkilini borçlandırdığını, kredileri ödemeyeceğini, süründüreceğini söylediğini, kumar bağımlısı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın yıllık TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin ilk evliliğinden olan kızı Hilal'i istemediği ve erkeğe "Kızını al git" şeklinde söylediği, erkeğin ise, evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmediği, düzenli çalışmadığı, kadının maaş kartına el koyduğu, defalarca kendisine bankalarca kredi verilmediği için kadına kendisi için kredi çektirdiği, daha sonra bu kredi borçlarını ödemediği, bu nedenle kadının bu kredi borçlarını ödemek zorunda kaldığı, kadının, erkeğin kredi borçlarını ödemesinden dolayı kazandığı paranın evin ihtiyaçlarına yetmemesi nedenliyle bankalardan kredi çekmek zorunda kaldığı, erkeğin, kadına karşı "Kredi borcunu ödemeyeceğim, onu süründüreceğim" şeklinde söylediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında korumaya yarar bir durumun kalmadığının anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, kusurun nitelik ve nicelikleri ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine kanuni şartları oluşan maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun ergin olması nedeniyle tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili, kadının 2019 yılında aynı gerekçeler ile açtığı davası reddedildiğinden karşı davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları ile erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili, kadının 2019 yılında aynı gerekçeler ile açtığı davası reddedildiğinden karşı davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları ile erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadının daha önce açtığı davanın reddedilmesi sebebiyle karşı davasının usulden reddinin gerekip gerekmediği, kadının karşı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiş, karar, erkek tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde kadının, "erkeğin evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmediği, düzenli çalışmadığı, kadının maaş kartına el koyduğu ve kredi çektirip ödemediği, kadının kredileri ödemek zorunda kaldığı" vakıalarına dayanarak daha önce açtığı Kahramanmaraş 3. Aile Mahkemesinin 10.10.2019 tarih ve 2019/96 Esas, 2019/747 Karar sayılı boşanma davasının ispatlanamadığından reddedilerek 29.11.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Kadın tarafından iş bu dosyada açılan karşı davada da aynı vakıalara da dayanılmış ise de; daha önce açılıp reddedilerek kesinleşen davada ileri sürdüğü kusurlu davranışlar yönünden Mahkeme kararının kesin hüküm oluşturduğu, ileri sürülen kusurlu davranışların, reddedilerek kesinleşen dava tarihinden sonra da devam ettiği ispatlanamadığı sürece aynı kusurlu davranışların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu nedenle "erkeğin evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmediği, düzenli çalışmadığı, kadının maaş kartına el koyduğu" vakıalarının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarından erkek tarafından evlilik birliği içerisinde kadına çektirilen kredilerin ödenmediği, ödenmesine de yardımcı olunmadığı, kadının kredi borçlarını ödemek zorunda kaldığı, mevcut gelirinin ihtiyaçlarına yetmemesi nedenliyle bankalardan kredi çekmek zorunda kaldığı, bu durumda erkeğin bu kusurlu davranışının sürdüğü, diğer bir ifade ile temadi ettiği görülmüştür. Gerçekleşen bu hale göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken hatalı değerlendirme sonucu erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinde, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Yukarıda (2.) paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Somut olayda kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yasal koşulları oluşmadığından isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu kadın yararına tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile davalı -davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile davalı -davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden davacı -davalı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.