"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1241 E., 2022/1691 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/129 E., 2020/910 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların 19.06.2007 tarihinde evlendiklerini, 2008 doğumlu ..., 2012 doğumlu ... isimli müşterek çocuklarının bulunduğunu, 2015 yılından itibaren tarafların ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin sürekli hakaret, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, davalı tarafın müvekkilini evlilikleri süresince aşağılayıp küfürler ettiğini, müvekkiline ve çocuklara karşı sorumluluklarını yerine getirmeyip müşkül durumda bıraktığını, borçlandığını, aylık 3.000,00 TL civarında maaş aldığını, buna rağmen sürekli borç yaptığını ve ödemediği için maaşına sürekli haciz konulduğunu, kiraları ödemediğini, çocukların hastalıklarıyla ilgilenmediğini, doğalgaz faturasını ödemediğini, belediye ve komşuların yardım ettiğini, defalarca evden kovduğunu, çocuğun bilgisayarı haczedildiğinden eğitiminde mağdur kaldığını, ailesinin de küfürler ettiğini, iftiralar attığını, ters ilişkiye zorladığını, çocuklara kötü davranıp hakaret ettiğini, babasının tamir için iki adet bilezik alıp geri vermediğini, cinsel tacizden yargılandığını, ayrı yaşamaya başlandıktan sonra nafaka davası açıldığını, davalının erkek kardeşinin çocukları ...'e tacizde bulunduğunu, davalının kızının yanında olmadığını, müvekkilini evden kovduklarını, baskı uyguladıklarını, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, önceki tedbir nafakasının müvekkili ve çocuklar için ayrı ayrı aylık 350,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan ve şahsi malı olan 2 adet burma bileziğin aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve 05.07.2019 tarihli karşı dava dilekçesi ile; iddiaların asılsız olduğunu, boşanmak istediğini, velâyetlerin tarafına verilmesini talep etmiş, karşı dava dilekçesi ile de davacının müvekkiline hakaret ettiğini, sürekli evi terk ettiğini, evdeki eşyaları başkalarına verdiğini, kilidi değiştirerek müvekkilini eve almadığını, çocuğa babanla kalırsan bir daha beni göremezsin diyerek tehdit ettiğini, ev alın diyerek mal talebinde bulunduğunu, fiziksel ve psikolojik baskı uyguladığını, çocukları sevmediğini, ilgilenmediğini, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına ve babasına hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, ailenin yeterli beslenemediği, faturaları ödemediği ve eve haciz geldiği, erkek kardeşinin ortak çocuğa taciz olayıyla ilgili sanık kardeşinden şikayetçi olmadığı, çocuğun menfaatini korumadığı, kadınlara cinsel tacizden mahkum olduğu, erkeğin fiziksel, sözlü, psikolojik ve cinsel şiddet eylemlerinin gerek görgüye dayalı tanık beyanları, gerek celp edilen ceza dosyaları ile tahkikat evrakları, gerekse davacı tarafça ibraz edilen belge ve delillerden sübut bulduğu, ziynet eşyalarını erkeğin aldığı, kadının kusurunun olmadığı, kusurun erkekte olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklar ... ile ...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ve sosyal ilişkinin temini bakımından; ortak çocukların yaşları, cinsiyetleri, 30.10.2019 tarihli sosyal inceleme raporu, dosya kapsamında toplanan bilgi ve belgeler göz önünde bulundurularak davacı annenin de nezaretinde ve bulunduğu ortamda görüşmek ve tarafların evlerinde olmamak kaydı ile; her ayın son Pazar günü saat 14.00-17.00 arasında ortak çocuklar ile baba arasında tedbiren kişisel ilişki tesis edilmesine, karar kesinleştiğinde kişisel ilişkinin bu şekilde devamına, çocuklar için ... 4. Aile Mahkemesinin 2015/954 Esas 2016/537 Karar 14.07.2016 tarihli ilamı ile hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmamak ve işbu hüküm tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL nafakanın davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde bu miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 4.944,00 TL değerinde 12 gram 2 adet 22 ayar bileziğin davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 4.944,00 TL'nin ıslah tarihi olan 04.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, cevap dilekçesi ile veya esasa cevap süresi içerisinde açılmadığı anlaşılan erkeğin karşı davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma ve velâyete bir diyeceklerinin olmadığını, erkeğin eş ve baba olarak hiçbir görevini yerine getirmediği gibi üstüne bir de iki kadına karşı cinsel taciz suçundan yargılandığını ve cezası subut bulduğundan mahkumiyet kararı verildiğini, erkeğin ailesinin de ortak çocuklara kötü davrandığını, çocuklar psikolojik şiddete maruz kaldığını, üstelik erkek, kızına cinsel istismar uygulamaktan hüküm giyen kardeşi C. G. ve ailesi ile aynı evde yaşadığını, müşterek çocuklar ile baba arasında tesis edilen şahsi ilişkinin kaldırılması/azaltılması gerektiği, kişisel ilişkiyi kabul etmediklerini, kardeşinin istismardan, davalının da tacizden cezalandırıldığını, bileziklerin değerlerinin daha fazla olduğunu, tazminat ve nafakaların düşük olduğunu, karşı davanın tefrik kararının da yanlış olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile kişisel ilişki, nafaka ve tazminat miktarları ile erkeğin karşı davasının tefrik edilmesi ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın tefrikinin hatalı olduğunu, çocukların dinlenmeden karar verildiğini, velâyet kararının yanlış olduğu gibi kişisel ilişki süresinin de yetersiz olduğunu, davalının iddialarının ispatlanmadığını, kararın bu nedenlerle kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatlar ile karşı davasının tefrik kararı ile ziynet alacağı davasının kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocukların idrak çağında oldukları, anne yanında kaldıkları, sosyal inceleme raporunun alındığı, velâyetlerinin anneye verilmesinin çocuklarının yararına olacağının belirtildiği, çocuklar ... ile ...'in anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediğinden, Mahkemenin velâyete yönelik kararının da doğru olduğu ancak ortak çocuklarla davalı babanın bir arada kaldıkları sırada, erkeğin kardeşi tarafından çocuk ...'e cinsel taciz yapıldığının iddia edildiği, ağır ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davalının kardeşi sanık C. G. 'nin cinsel taciz suçundan 6 yıl, 3 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, kararın kesinleşmediği, ayrıca erkeğin ... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.06.2015 tarih, 2015/745 Esas sayılı kararıyla cinsel taciz suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, sosyal inceleme raporuna göre; uzmanla görüşme yapıldığı sırada çocuğun konuşmadığı, sorulara kafasını sallayarak cevap verdiği, babasını görmek istemediğini işaret ettiği, erkeğin kardeşiyle birlikte yaşadığı, erkeğin olay sonrasında tacize uğrayan kızının yanında olmadığı, kardeşini koruduğu, çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulması halinde çocukların zarar görme ihtimalinin tekrar yaşanabileceği, kişisel ilişkinin kaldırılmasının çocukların yararına olacağı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, ortak çocuklar için iştirak nafakası takdiri doğru olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının az olduğu, Mahkemenin karşı davanın tefrik edilmesine ilişkin kararında usul ve kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı, ayrıca erkeğin davasından feragat ettiği, buna ilişkin ... 5. Aile Mahkemesinin 18.01.2021 tarih, 2020/1139 Esas, 2021/39 Karar sayılı kararıyla davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kişisel ilişki, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması talebinin reddine, kadın için 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 350,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla istinaf dilekçesini tekrarla ile nafaka ve tazminat miktarları ile erkeğin karşı davasının tefrik edilmesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla istinaf dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, nafaka ve tazminatlar ile kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile nafakalar, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki yönünden verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 336 ncı, 323 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.