"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/275 E., 2023/1237 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayvacık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/215 E., 2020/151 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilini aşırı derecede kıskandığını, müvekkilini kendi ailesi ile görüştürmediğini, anne ve babasının kendi evine gelmesine izin vermediğini, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, altı ay kadar önce davalının uyguladığı psikolojik ve fiziksel şiddete dayanamayan müvekkilinin kendi baba evine geldiğini, ayrılırken davalının ortak çocuğu müvekkiline vermediğini, saçından sürükleyip kendisini kapı dışarı koyduğunu, bu zaman zarfında davalının müvekkilini hiç arayıp sormadığını, infak ve iaşesi ile ilgilenmediğini, küçük çocuğu ile görüşmesine mani olduğunu ve müvekkiline göstermediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, müvekkilinin, davacının ailesinin ve özellikle de annesinin evlilik birliğinin iç işlerine karışmamasını istediğini, bunun haricinde müvekkilinin ne davacıya ne de ailesine karşı bir tavır ve tutumunun söz konusu olmadığını, davacının sebepsiz ortak evi ve çocuğunu terk ettiğini, çocuğu bir kez olsun görme girişiminde dahi bulunmadığını, müvekkilinin eşinin evine dönmesi hususunda girişimlerde bulunduğunu beyanla, tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, davacının nafaka ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının annesinin tarafların evliliğine karıştığı, davalının ise davacıyı dövdüğü, davacıyı arayıp sormadığı, her ne kadar davacı, tarafların ortak evden ayrılmış ise de davacının evi terk etmesinin sebebinin davalının davacıyı dövmesi nedeniyle olduğu, haklı sebeple evden ayrıldığı, her ne kadar davacı evden ayrılırken ortak çocuğu davalıda bıraktığı ve bu sürede çocuğa davalının annesinin baktığı anlaşılmakta ise de, daha sonrasında tarafların ayrı kaldıkları dönemde davacının çocuğu görmek istemesine rağmen davalının çocuğu davacıya göstermediği, davacının evi terk etme sebebinde halkı olması, somut olayda çocuğu bırakmasının ise eylemli terk hali olmadığı ve çocuğu görmek istediği anlaşılmakla boşanmaya sebep olan olaylarda davalının ağır, davacının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine 250,00 TL tedbir nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, boşanma kararını istinaf etmediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen tedbir nafakası, maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile kanıtlandığı, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğuna yönelik belirlemenin yerinde olduğu, ortak çocuk hakkında alınan 12.11.2018 tarihli sosyal inceleme raporunda küçüğün velâyetin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağının belirtildiği, çocuğun yaşı ve anneye muhtaçlığı gözetildiğinde velâyete yönelik verilen kararda yanlışlık bulunmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın devamı süresince gerekli olan eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ilişkin geçici önlemlerin kendiliğinden alınması gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden itibaren kadın ve çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu ve nafaka miktarının da çok olmadığı, velâyeti anneye verilen yaşı küçüğün ihtiyaçları ile tarafların ekonomik durumları dikkate alındığında yaşı küçük lehine iştirak nafakası bağlanmasının ve miktarının yerinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, tazminat miktarlarının fazla olmadığı, davacının süresi içinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığı, dilekçeler aşamasından sonra istediği yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm teşkil edecek şekilde yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, ancak davacının istinaf istemi bulunmadığından davalı lehine oluşan usuli müktesep hak gözetilerek bu durumun eleştirilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet ve kisişel ilişki düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 174 üncü maddesi,182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı madesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.