"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının iştirak nafakasının, yoksulluk nafakasının ve tazminatların az olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, taleplerinin kısmen kabulü ile kadın ve ortak çocuk yararına iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına maddî tazminat ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek yasal süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2020 tarihli kararı ile erkeğin eşinin cep telefonu ile görüşmesine engel olduğunu, eşinin hamile olması nedeniyle kürtaj yapacağı tehdidinde bulunduğunu, eşini iradesi dışında kendilerine ait iş yerinde çalıştırdığını, ücret vermediğini, sigortasını yatırmadığını kadının ise kendi ailesinin eşinin ailesine hakaret ettiğini yine ailesinin eşine küfrettiğini, bu duruma ses çıkartmadığını, belli süre geçtikten sonra barışmak için gelen davalı ailesine kendi ailesinin hakaret ettiğini, bu duruma kadının ses çıkartmadığını ve evin temizliği ile bakımıyla yeteri kadar ilgilenmediğini belirterek tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin davacı anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacının talep ettiği maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2020 tarihli kararına karşı;
1. Davacı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları, kişisel ilişki yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli kararı ile süresinde cevap dilekçesi ibraz etmeyen erkeğin, kadının kusurlu olduğuna yönelik bir vakıa ve delil bildiremeyeceği, dolayısıyla davacı kadına kusur yüklenemeyeceği, kaldı ki davalı erkeğin 11.12.2018 tarihinde davacı eşinin eve dönmesi için ihtarname gönderdiği, ihtar isteğinin önceki olayların affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını gösterdiği, bu hale göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu ve davacı kadına maddî ve manevî tazminat ödenmesi gerektiğinden bahisle, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak, davacı kadına verilmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli kararına karşı davacı kadın tarafından nafaka ve tazminat miktarları, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden, davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve nafakalar yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 15.09.2022 tarihli ilamı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası, davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın yararına aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakası, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ile ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü 169 uncu, 174 üncü, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.