Logo

2. Hukuk Dairesi2023/65 E. 2023/2746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun bulunarak, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1812 E., 2022/1389 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/87 E., 2019/372 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin neredeyse akıl hastalığına gelecek şekilde bipolar kişilik bozukluğu nedeni ile müvekkilime karşı davranış bozukluğu gösterdiğini ve müvekkile karşı fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, erkeğin intihar teşebbüsleri olduğunu, aşırı cimriliği ve müvekkile karşı aşırı ilgisizliğinin olduğunu, müvekkilinin müteaddit kere müşterek haneden kovularak baba evine gönderildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin boşanma kararı aldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) boşanmalarına, ortak çocukları İrem'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil yararına aylık 7.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 1.000.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilk birliğindeki geçimsizlikte hiçbir kusurunun bulunmadığını, yaşanan sıkıntı ve sorunlarda asıl kusurun davacıya ait olduğunu, müvekkilinin bipolar duygu durum bozukluğu olduğunu ancak bu rahatsızlığının günlük ve özel yaşantısına olumsuz tesiri olmadığını, 1995 yılında yaşanan fiziksel müdahelenin dışında bir müdahalesinin olmadığını, sesini dahi çıkartmadığını, erkeğin nişanlılık döneminde intihar teşebbüsü olduğunu ve bunun dışında böyle bir girişimi olmadığını, kadının da bu olaydan sonra müvekkil ile evlendiğini, kadının iki yıldır erkeğe kötü davrandığını, müvekkilinin ise sadece kadına aşırı para harcamaması yönünde telkin ve tavsiyelerde bulunduğunu, boşanmak istemediğini söyleyen müvekkiline kadının bıçak çektiğini, erkeğin tüm varlığının merhum babasından kaldığını, intikal eden malvarlığının üzerine de birşey koyamayan erkeğin 6-7 gayrimenkulünü kadının aşırı harcamaları sebebiyle satmak zoruna kaldığını, Malatya'da müvekkilinin babasından kalan para ile taşınmaz alındığını ve bu taşınmazın 1/2 hissesinin de kadın adına yapıldığını ve kiraya verilen taşınmazın kirasını da kadının aldığını, erkeğin kardeşlerinin hissedar olduğu şirkette çalıştığını ve kardeşlerinin ihtiyacı oranında parasal ödeme yardımda bulunduklarını, kadının sürekli aşırı harcama yapması nedeni ile erkeğin kardeşlerinden ekstra para istemek zorunda kaldığını, müvekkilinin bu konuda eşini uyardığını ve bu nedenle tartışmalar çıktığını, kadının kurslara gittiğini ve kuaförlük eğitimi ve sertifakası aldığını ve Bakırköy'de kuaför olarak çalıştığını, bu nedenlerle kadının boşanma davasının reddine, müvekkil yararına 500.000,00 TL maddî tazminat ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini, boşanma halinde ortak çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli tartışma çıkardığı, kadına karşı ... düşürücü, hakaret içerikli sözler söylediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının tüm harcamalara müdahale ettiği, kadının ise erkeğe bağırdığı, sürekli isteklerde bulunduğu ve kapının kilidini değiştirerek erkeği annesinin evine gönderdiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinde düzenlenen maddî-manevî tazminat koşullarının kadın yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk İrem'in yargılama sırasında ergin olduğundan ve velâyet talebi konusuz kaldığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk İrem için takdir edilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının kuaför salonunda yetkili kişi olduğu tespit edilmiş olduğundan ve çalışmakta olduğu, yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili yasal süredeki istinaf başvuru dilekçesinde; erkeğin evlilik birliğinin sona ermesinde ağır kusurlu değil tek kusurlu taraf olduğunu, davalının ruh sağlığının yerinde olmadığını, evlilik birliği sürecinde de defalarca bu yönde tedaviler gördüğünü, intihar teşebbüslerinde bulunduğunu, gerek kendisine gerekse eşi ve çocuklarına hayatı adeta yaşanılmaz kıldığını, erkek te şizoaffektif bozukluk saptandığını, kadını ve çocukları çeşitli defalar müşterek haneden kovarak baba evine gönderdiğini, ağır şiddet, aşağılama, hakaretlere uğrattığını, hakkaniyete aykırı bir şekilde çok düşük maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve düzenli ve gelir getirici bir işte çalışma olmamasına rağmen yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, tarafına kusur atfedilmesinin ... olmadığını,kadının kuaför salonunun ortağı ya da çalışanı olmadığını, evine yakın olması ve salon sahibini tanıyor oluşu nedeniyle ara sıra salon sahibine yardımcı olmak amacıyla kuaföre gittiğini, sabit, düzenli, sigortalı bir geliri bulunmadığını, aksi düşünülse dahi gelir durumunun araştırılmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönüyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli tartışma çıkardığı, kaıdna karşı ... düşürücü, hakaret içerikli sözler söylediği, şiddet uyguladığı, vurmak için üzerine yürüdüğü, tüm harcamalarına müdahale ettiği, aşırı cimrilik yaptığı kadını evden kovduğu, eşine karşı ilgisiz davrandığı, kadının ise erkeğe bağırdığı, sürekli isteklerde bulunduğu, kapının kilidini değiştirerek erkeği annesinin evine gönderdiği, boşanmayı gerektiren olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu olduğu yönündeki kusur tespitinin ... olduğu, kadının kuaför salonunda çalıştığı, kollukça yapılan araştırma sırasında salon yetkilisi olduğunu bizzat kendisinin belirttiği, bu hususun gerek diğer çalışanlar gerekse çevre esnaf tarafından doğrulandığı, Dairece incelenen SGK hizmet döküm cetveline göre kadının 24.06.2019-20.06.2022 tarihleri arasında sigortalı çalışmasının bulunduğu, gelir getiren işte çalışan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde yanlışlık olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde yanlışlık bulunmamakta ise de hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle tarafların kusur oranları değişmemekle birlikte gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden karar gerekçesinin düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile tarafların kusur dereceleri, sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, boşanmayı gerektiren olayların niteliği ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek kadının kusur tespitine ve maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının diğer istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince ne yönden kusur düzeltmesi yapıldığını anlayamadıklarını, bu kusura göre bu kadar yüksek miktarda tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kusur değerlendirmesi ile tazminatların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.