Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6620 E. 2023/5387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fazla olup olmadığı ve ziynet alacağı davasında bozma sebebine uyulup uyulmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin bozma kararına uygun hüküm kurduğu, maddi ve manevi tazminat miktarının takdir yetkisi kapsamında olduğu ve ziynet alacağına ilişkin bozma kararına da uyulduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/481 E., 2022/622 K.

KARAR : Kısmen kabul-kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma, boşanmanın fer'îleri ve ziynet eşyası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların miktarı ve ziynet eşyası alacağına yönelik talebi yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, ziynet eşyasına yönelik olarak da ziynet eşyalarının aynen iadesine, davacının fiili ödeme tarihindeki bedelin tahsiline ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir.

İlk Derece kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; 21.08.2011 tarihinden itibaren fiilen ayrı yaşadıklarını, erkeğin boşanma davası açtığını ve davanın reddine karar verildiğini, erkeğin kendisi ve çocuklarla ilgilenmediğini, 2011 yılından itibaren Elif y. isimli kadın ile gayri resmi birliktelik yaşadığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına K.Maraş 1. Aile Mahkemesinin 2013/996 Esas, 2014/179 Karar sayılı ilamı ile ortak çocuklardan ... ... için takdir edilen aylık 400,00 TL nafakanın aylık 300,00 TL artırılarak 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile ortak çocuk... için takdir edilen aylık 300,00 TL nafakanın da 400,00 TL artırılarak 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyası olan 4 adet 1 er gramlık 22 ayar altın, 45 adet çeyrek altın, 3 adet ... burması olup 45 gram, diğer ikisi ise 50 şer den 100 ve toplam olarak 145 gram, 1 adet 45 gram, 1 adet 46 gram, 2 adet 55 er gramlık, 2 adet 49 gramlık, 1 tane 8,90 gramlık, 1 tane 10.90 gramlık, 1 adet 15 gramlık olmak üzere 10 adet 22 ayar bilezik toplam 343,80 gram, 1 adet 22 ayar künye 60 gram, 7,5 gram altın tüpe, 6.90 gram yine altın küpe toplam 14.40 gram, 3 adet yüzük, 6 gram 1 tanesi 4.75 gram ve 7 gram olmak üzere toplam 17.75 gram ve yine 1 adet 11.90 gramlık kolye bu kolyenin ucunda 3,91 gramlık isimlik olmak üzere toplam 596.66 gram altınlar ile 45 adet çeyrek altın ile 4 adet 1 er gramlık altınların aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde karar tarihinde ve teslim anında altına uygulanan değer üzerinden toplam 98.549,36 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde ; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının kendisini ...'da yalnız yaşamaya mecbur bıraktığını, sürekli arkadaşlarını arayarak kendisini küçük düşürdüğünü, bahse konu bayanla kendisinin hiçbir ilişkisinin olmadığını, çocukları ile ilgilenmediği iddiasının doğru olmadığını, davacının iddia ettiği gibi altınları zorla almadığını beyan ederek boşanma davasının kabulüne karar verilmesini, çocuklarına ödediği nafakanın güncel ekonomik durumuna göre karar verilmesini, müvekkili lehine 250,000,00 TL manevî 250.000.00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarih 2017/363 esas 2019/472 karar sayılı kararıyla; evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin evlilik birliği resmi olarak son bulmadan başka bir bayan ile birlikte yaşadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükler ile eşine karşı olan sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği erkeğin kusurlu hareketleri ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak hayatın çekilmez hale geldiği, bu aşamadan sonra da tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini sürdürmelerinin imkansız olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek eşin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk...'in velâyetinin davacı anneye bırakılmasına, ortak çocuk ... ... yargılama aşamasında 18 yaşını tamamladığından velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir,... için aylık 500,00 TL iştirak nafakası bağlanmasına, ortak çocuk ... ... için hükmedilen tedbir nafakasının çocuğun 18 yaşını ikmal ettiği 15.03.2019 tarihine kadar devamına, kadın lehine 80.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası davasının kısmen kabulü ile kararda yazılı ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde toplam bedeli olan 91.570,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2021 tarih 2021/1330 Esas 2021/2206 Karar sayılı ilamı ile; erkeğin Mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacının ise ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, Mahkemece lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir- iştirak-yoksulluk nafakalarının miktarlarının makul olduğu, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu, ziynet eşyasına yönelik olarak ise İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabul gerekçesinin doğru olduğu, kadının ziynet eşyası davasını tanık beyanları ile ispat ettiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, kararın usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin kararında; 26.04.2022 tarihli tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının çok olduğu, erkeğin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik temyizinin incelenmesinde ise; ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talebi bulunmadığı, fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulamayacağından talebin reddine karar verilmesi gerektiği ve kabul edilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmesi ve aynen iadesine karar verilen ziynetlerin açıklanan değerlerinin harca esas değer olduğu ve infaz aşamasında dikkate alınamayacağı da gözetilerek aynen iade kararı ile yetinilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak dava tarihindeki bedelin tahsiline şeklinde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden ortadan kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına, sair yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında ve hakkaniyet ilkesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak kadının boşanma nedeniyle talep ettiği maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının ziynet eşyası alacağı talebine yönelik olarak ise; kararda tek tek yazılı ziynet altınlarının, takılar mevcut ise aynen iadesine, fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulamayacağından davacının fiili ödeme tarihindeki bedelin tahsiline ilişkin talebin reddine, (hükümde açıklanan değerin harca esas olduğuna) kadının bu yöndeki fazlaya ilişkin talebinin reddine şeklinde karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendisinin vekillikten çekildiğini ancak hak kaybı olmaması adına temyiz talebinde bulunarak İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet eşyaları, kusur, maddî ve manevî tazminatın kabulu ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı asil süresinden sonra sunduğu temyiz dilekçesi ile; tehiri icra talebi olduğunu, davacı kadının ekonomik olarak ödediği nafakalar ile kendisinden daha iyi gelire sahip olduğunu, kendisinin yoksullaştığını, kadının ise zenginleştiğini, maddî ve manevî tazminat miktarının fahiş olduğunu evinin kira olduğunu, maddî gücünün yerine olmadığını, kusurunun olmadığını, bloke konulduğu için oyaktan maaş alamadığını, emekli maaşının yarısının da nafakalara kesildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararını kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının amacına uygun hüküm kurulup kurulmadığı, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının fazla olup olmadığı ve kadının ziynet alacağı davasına yönelik davasında bozma sebebine uyulup uyulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.