Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6633 E. 2023/4405 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası verilen kararda hükmedilen maddi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı ve davacı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler nazara alınarak davacı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi gereği daha uygun bir miktar takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, karar maddi tazminat yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/3 E., 2022/40 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönlerinden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için 1.250,00 TL, müvekkili için 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 200.000,00 TL maddî, aylık 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek boşanmanın kabulü ile maddî taleplerin reddine, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2019 tarihli, 2018/317 Esas, 2019/711 Karar sayılı kararıyla; erkeğin sürekli kadına ve ortak çocuğa hakaret ettiği, ikinci eş alacağı yönünde beyanda bulunduğu, çoğu zaman eve geç saatlerde geldiği, evde olduğunda da genellikle tek başına odada oturup kadın ve ortak çocukla

ilgilenmediği, çocuğa şiddet uyguladığı,kadının da bir kez telefonda erkeğe hakaret ettiği, son olarak erkeğin kadına "seni evden kovdum, neden yanıma geliyorsun " demesi üzerine kadın ve ortak çocuğun evden ayrıldığı,böylece tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, davacı kadın ve ortak çocuk için ayrı ayrı 800,00'er TL tedbir nafakalarına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere ortak çocuk lehine aylık 900,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erketen alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili Mahkemece kadının az da olsa kusurlu bulunmasının hatalı olduğu, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu bildirerek, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek vekili ise; maddî ve manevî tazminatın reddi gerektiğini, miktarların çok olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasının miktarının çok olduğunu bildirerek kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.03.2022 tarihli, 2020/42 Esas, 2022/497 Karar sayılı kararıyla; tarafların İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile kanıtlandığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davalı erkeğin, davacı kadına oranla ağır kusurlu olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğu, tarafların kusura ve diğer yönlere ilişkin istinaf istemlerinin yerinde olmadığı, gerekçesi ile tarafların tedbir nafakasına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 20.06.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak; 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası kurulan hükümde davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması ve hakkaniyet ve nesafetten uzak bir biçimde son derece yetersiz miktarda maddî ve manevî tazminata karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın bozma sonrası kurulan hükümde yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığı, davacı kadın yararına bozma sonrası kurulan hükümde vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.