Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6649 E. 2024/5354 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun ağırlığının kimde olduğu, çocukların velayetinin kime verileceği, maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/122 Esas, 2023/313 Karar.

KARAR : Başvurun Kısmen Kabulü ile Gerekçenin Düzeltilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/425 E., 2020/588 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının ilgisiz olduğunu, davacı erkeğe hakaret ettiğini, sevmediğini söylediğini, anneannesinin ölümünde cenazesine gelmediğini, son 2 yıldır yatakları ayırdığını, çocuklarla ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eve geç geldiğini, gece geç saatlerde başkaları ile mesajlaştığını, telefonunda başkasından gelen mesajları davacı erkeğin gördüğünü belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 250,00 TL tedbir-iştirak nafakası hükmedilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı erkeğin ailesinin müdahale ettiğini, kadına hakaret ettiklerini, davacı erkeğin kadının ailesine küfür ettiğini, davacı erkeğin kadına hakaret ettiğini, doğumlarında ilgilenmediğini, çalışmaya zorladığını, çocuklar ve ev ile ilgilenmediğini, şiddet uyguladığını, yataktan ittiğini belirterek davanın reddine, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası hükmedilmesine, ortak çocuk ...`in velâyetinin anneye verilmesine, 500,00 TL tedbir-iştirak nafakası hükmedilmesine, 250.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kadının davacı erkek hakkında davacı tanığı Keziban'a "ben bu işi kafamda çok önce bitirdim, gönlümde de bitti, artık geri dönüşü yok", davacının annesine de ''ben onu kafamdan da gönlümden de sildim" dediği, davalının tanık ...'e ...'in doğumundan sonra davacı kocasından soğuduğunu ifade ettiği, tanığın ve üçüncü kişilerin huzurunda "mal gibisin bunu anlamıyorsun" şeklinde söz söylediği, dinlenen davacı tanıklarının davalının davacıyı beğenmez ve küçümser konuşma ve tavırlarının olduğunu ifade ettikleri, son olarak davalının telefonu ortak çocuk ...'te iken, davalıya mesaj geldiği, ortak çocuğun telefonu davacı babasına ekranı açması için götürdüğünde, davacının eşine mesaj geldiğini gördüğü, telefonda ... ismiyle kayıtlı kişinin davalı kadına "Şerife yanıma gelsen de beraber uyusak?" şeklinde msj attığını gördüğü, dinlenen davacı tanıklarının da tarafların huzurunda bu mesajlaşma sebebiyle yaşanan tartışmaya ilişkin mesajı gördüklerini de belirtir şekilde beyanda bulundukları, bu beyanlarında davalı kadının ''uyuyor musun'' demesi üzerine ... olarak kayıtlı kişinin "uyuyorum" dediği, sonrasında "gelsen de beraber uyusak?" şeklinde mesajı gördüklerini ifade ettikleri, davalının mesaj üzerine herhangi bir savunma yapmayıp sessiz kaldığı, anne ve babasının konuşmaya çağırılmasını istemediğini ifade ettiği, tarafların bu olaydan sonra ayrı yaşamaya başladıkları, davalının mesajlaşmalarının davacı eşinin güvenini sarsıcı nitelikte bulunduğu, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından davalının evin temizlik ve düzeni konusunda gerekli özeni göstermediği, çocukların yemek ve bakımına özen göstermediği, her ne kadar davalı kadın tarafından eşi tarafından darp edildiği iddia edilmiş ise de; dinlenen davalı tanıklarının bu konuda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, dosyada mevcut Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesinin 2018/238 Esas sayılı dosyasında davalı kadın tarafından açılan anlaşmalı boşanma davasına davalının 16.05.2018 tarihinde verdiği dilekçe ile davasından feragat ettiği, feragat beyanı ile birikte davalı tarafça davacı ile aralarında daha önce yaşanan olayları hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği, feragat tarihinden sonra taraflar arasında yaşanan davacıya kusur izafe edilecek bir olayın bulunmadığı, davalı tanığı Ahu dosyaya davalı vekilince ibraz olunan mesajlaşmaların kendisine ait olduğunu, davalının telefonunu davalı işteyken veya evde değilken kendisinin kullanığını ifade etmiş ise de; davalının cevap ve 2. Cevap dilekçesinde davacı tarafın mesajlaşmaya yönelik iddiasına yönelik telefonun başkası tarafından kullanıldığına ilişkin herhangi bir iddia ve beyanının bulunmaması ve tanığın beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olması dikkate alınarak itibar edilmediği, davacı tarafça dosyaya 04.10.2019 tarihinde delil olarak bildirilen whatsapp kayıtlarının ön inceleme duruşmasında verilen kesin süreden sonra tahkikat aşamasında ibraz edilmesi ve karşı tarafın açık muvafakatinin bulunmaması dikkate alınarak delil olarak hükme dayanak alınmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan hadiselerde kadının tam kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak şekilde ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, yaşı itibariyle görüş ve düşüncelerini açıklama olgunluğuna erişmiş olduğu kanaatine varılan ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetin düzenlenmesi konusunda görüşüne başvurulduğu, ortak çocukların babalarının yanında kalmak istediğini belirttikleri, sosyal hizmet uzmanının velâyetini düzenlenmesine ilişkin görüşü de dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin davacı babaya verilmesine anne ile kişisel ilişki kurulmasına, dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı yanında ikamet eden ortak çocuklar yararına aylık 200,00 er TL tedbir nafakası takdirine, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak velâyeten davacıya verilmesine, davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının kusur durumu dikkate alınarak yasal şartları oluşmayan manevî tazminat istemine reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı erkek vekili; tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmayacağı, açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği, kadın tanıkları erkeğin şiddet uyguladığını bildirmiş iseler de tanık anlatımlarına göre bu olaylar sonrasında taraflar evlilik birliğini sürdürdükleri, kadının bu olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının anlaşıldığı, kadının tanığı olan kardeşinin, davacının davalı kadına bağırarak "yemek nerede ? çamaşırları yıkadın mı? ...nerede ? " diye konuştuğunu, erkeğin para bırakmadığını söylemesi nedeniyle tarafların evine ekmek aldığını, kadının kişisel ihtiyaçları için davacının para vermediğini bildirdiği, kadının telefonunda erkeğin gördüğü mesajdaki kişinin kadın olduğunu sandığını, profilindeki erkek resmini fark etmediğini beyan ettiği, erkeğin kadına zaman zaman bağırarak "Yemek nerede? vs" gibi sorular sorduğu, eve az harçlık bıraktığı, kadının da erkeğe hakaret içeren sözler söylediği, erkekten soğuduğunu, evliliği kafasında ve gönlünde bitirdiğini söylediği, başka biri ile uygunsuz mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, çocuklar ve ev ile yeterince ilgilenmediği dosya kapsamı ve tanık anlatımları ile sabit olmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğunun tespitine ve hükmün gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesine, davacı erkeğin nafaka ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebi ile davalı kadının aleyhine hüküm altına alınan velâyet, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen kendi manevî tazminat talebine ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin davada kusurun ağırlığının kimde olduğu, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, çocuklar yararına davalı kadın aleyhine nafaka hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 327 nci maddesi, 336 ncı maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.