"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/87 E., 2023/482 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/14 E., 2020/688 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının aşırı kıskanç olduğunu, eve geç saatlerde aşırı içkili şekilde geldiğini, müvekkiline ve babasına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin Cizre'de kaldığı süre boyunca davalının onu hiç arayıp sormadığını, çocukla ilgilenmediğini, apartman yakıt, kapıcı ve diğer giderleri ile ilgili ödemeleri yapması için müvekkilinden aldığı para ile bu borçları ödemediğini ve parayı harcadığını, borçları nedeniyle eve icra geldiğini, ortak konutta doğalgaz sistemine geçilmiş olmasına rağmen davalının doğalgazı bağlatmadığından elektrik sobası ile ısınmak zorunda kalındığını, müvekkiline defalarca bankadan kredi çektirdiğini, müvekkilinin ziynet eşyalarını işi için sermaye olarak kullanıldığını, erkeğin iddilarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 52.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili birleştirilen dava dilekçesinde; müvekkilinin ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaz ise bilirkişi ile tespit edilecek değerine artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL bedelinin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçelerinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini,
müvekkilinin ticaret ile uğraşması nedeniyle icra dosyalarının olmasının normal olduğunu ancak davacının bu borçları ödemesinin söz konusu olmadığını, davacının lüks yaşamak istediği için aşırı alışveriş yaptığını, müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, kendi ailesine maaşının bir bölümünü gönderdiğini, davacının kendi babasını sürekli kalmak üzere ortak konuta çağırdığını ve babasının hakaretvari söylemlerde bulunduğunu, davacının 18.01.2019 tarihinde eşyaları ve ziynet eşyalarını alarak ortak evi terk ettiğini, ortak çocukla ilgilenmediğini ve bakımını sağlayamadığını beyanla davanın ve davacının taleplerinin reddine, boşanma halinde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlanarak eşini icra takibine maruz bırakan, eşine kredi çektiren, evin giderleri için gönderilen parayı giderleri karşılamak için harcamayan davalının tam kusurlu, davacının kusursuz olduğu, ortak hayatın sürdürülmesi davacıdan beklenilemeyecek derecede temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, davacının maddî tazminat talebi ile ziynet alacağı davasının tefrikine karar verildiği gerekçesi ile boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın takip eden yıllarda Tüik'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına, davacı lehine 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınarak davalıya yüklenen kusurların somut, görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve sunulan deliller ile kanıtlandığı, davacının dayandığı, davalının aşırı kıskanç olduğu, görüşmelerini kısıtladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, Cizre'de görev yaparken maddî ve manevî yönden ilgilenmediği yönündeki kusurların da kanıtlanmasına karşın bu hususların davalıya kusur olarak yüklenilmemesi yerinde değil ise de aleyhe istinaf bulunmadığından yanılgıya değinilmekle yetinildiği, davalının tam kusurlu olduğunun kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği, ortak çocuğun yaşı, yerleşik düzeni, gözetilmesi gereken yüksek yararı, bedensel, fikri ve ahlaki gelişimi, sosyal inceleme raporunda yapılan tespitler dikkate alındığında velâyetinin anneye verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun yaşına uyumlu ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunan davalının davranışlarının davacının kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi gereğince davacı lehine hükmedilen manevî tazminatın esası ve miktarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarları kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine iştirak nafakası ile davacı kadın lehine manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası,182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı madesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.