"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/417 E., 2023/811 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/91 E., 2021/738 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin fiziksel, psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın ve 3.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının abartılı olduğunu, davacının ufak olayları büyüttüğünü, en son yaşanan olayda davacı erkeğin özür dilemesine rağmen hakaret ettiğini, evi terk ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının davacıya sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı, aşırı kıskanç davranışları nedeniyle davacı kadına iftiraya varabilecek nitelikte küçük düşürücü ve rencide edici sözler söylediği, küfür, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, bu durumun süreklilik arz ettiği, bu şekilde davalının evde sürekli bir kaos ve huzursuzluk ortamı yarattığı, bu durumdan ortak çocukların da olumsuz şekilde etkilendikleri, davalının davacıyı sık sık ortak konuttan kovduğu, en son yaşanan olayda davalının, "bu evden git" diyerek davacıyı ortak konuttan kovması üzerine taraflar arasında tartışma çıktığı, ortak çocukların davacı annelerini, davalı babalarından korumak amacıyla kendi odalarına almaları ve kapıyı kilitlemeleri üzerine davalının mutfağa giderek cam kavanozla kendi ellerini kestiği, davacının davalıya yardım etmek istemesi üzerine davalının davacıya yine fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, sonrasında davacıyı "bu evde üç tane silah var, seni öldürürüm, bu evden def ol git" diyerek ölümle tehdit ettiği ve davacıyı evden kovduğu hususlarının dinlenen davacı tanık beyanlarıyla sabit olduğu, davalının annesi olan ve tanık olarak olarak ifadesine başvurulan ...'ın davacının, davalı oğluna hakaret içerikli sözler söylediğini, ancak yine kendi beyanıyla dava açılmadan iki yıl önce davacı ile küstüklerini, birbirlerine gidip gelmediklerini ifade ettiğinden davalı tanığının bu beyanı ve davalının bu yöndeki iddiasının önceki olaylara ilişkin olduğu ve hükme esas alınamayacağı, bir kısım davalı tanık beyanlarının soyut ve yoruma dayalı olduğu, bu şekilde evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeyen, davacıya fiziksel, sözel ve psikolojik şiddet uygulayan davalının, tam kusurlu davranışlarıyla evlililik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadın lehine önceden takdir edilen 1.000,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, hüküm kesinleştikten sonra tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.200,00 TL üzerinden yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile davacının yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2, 3 ve 4. bendin yoksulluk nafakasına ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, 60.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının sair, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili; tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararında maddî ve manevî tazminat ile nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.