Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6655 E. 2024/4265 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, özellikle Whatsapp mesaj kayıtları değerlendirildiğinde, tarafların karşılıklı hakaret ve beddua içeren davranışlarda bulunarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, kadının çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği ve tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/547 E., 2023/743 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/451 E., 2021/935 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin tıp dilinde hidradenitis suppurativa olarak geçen hastalığının olduğunu, bu sebeple yıllardır ilaç tedavisi gördüğünü, kadının bunu anlayışla karşıladığını ancak sonrasında erkeğe bu hastalığı ile ilgili onurunu zedeleyici sözler söylediğini, aşağıladığını, kadının seyahat halindeki araçtan kendisini aşağı atmaya kalkıştığını, bunu alışkanlık haline getirdiğini, kadının erkeğe beddua ettiğini, kadının babasının gıyabında erkek ile ilgili tehditte bulunduğunu, erkeğin ev almak istediğini, bunun için çektiği kredinin yetmediğini, kadından kredi çekmesini istediğinde kadının ortak hayata katkıda bulunmadığını, kadının erkeği eski ilişkileriyle kıyasladığını, en son ayrıldığına dair mesaj attığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı erkek vekili 11.11.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; taleplerini, dava dilekçesinde talep ettikleri maddî ve manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile davalı-karşı davacıdan alarak davacı-karşı davalıya verilmesi şeklinde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin tamamen hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddialar olduğunu, erkeğin her tartışmada ''senden ayrılacağım, senden boşanacağım, defol git'' dediğini, erkeğin, kadının maaşına daha evlenmeden el koyduğunu, erkeğin hastalığı ile ilgili destek olduğunu, erkeğin aşırı kıskançlık sergilediğini, kadına sürekli aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, hakaret ve küfür ettiğini, tehditte bulunduğunu, kıskanç tavırları ile kadının arkadaşları ile görüşmesine sorun çıkardığını, kadının telefonuna program indirdiğini ve haberi olmaksızın takip ettiğini, her cinsel biliktelik sonrası ilaç içirdiğini ve bu içilen ilaçlar nedeniyle tüp gebelik oluştuğunu, kadının ameliyat olduğunu, erkeğin maddî ve manevî destek olmadığını, erkeğin sürekli ve uygunsuz cinsel ilişki talebi bulunduğunu, erkeğin annesinin hiç bir zaman kadını kabullenmediğini, çeşitli lakaplar taktığını, erkeğin kadının hareket özgürlüğünü kısıtladığını, sosyal şiddet uyguladığını iddia ederek, asıl davanın reddi ile karşı boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî tazminata, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili 12.11.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; taleplerini, dava dilekçesinde talep ettikleri maddî ve manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile davacı-karşı davalıdan alarak davalı-karşı davacıya verilmesi şeklinde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan hadiselerde; erkeğin, aşırı kıskançlık göstererek kusurlu olduğu, kadının ise, erkeğin annesinin yanında eşine bir kaç kez vurduğu, bu nedenle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının gelir getirici bir işte çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluşmadığından tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; hükmün gerekçelendirilmediğini, Whatsapp kayıtlarına delil olarak dayanmalarına rağmen söz konusu konuşmalara değinilmediğini, kadının, erkeğin hastalığına yönelik ithamda bulunduğu, üzerine düşen maddî yükümlülükleri yerine getirmediği kusuru ile mesaj kayıtlarından hakaret, tehdit ve kıskançlık kusurunun ispatlandığını ancak hükme esas alınmadığını belirterek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, sunulan mesaj kayıtları ve tanık beyanları ile erkeğin küfür ve hakaret kusurlarının ispatlandığını, erkeğin annesinin taraflı ve husumetli beyanda bulunduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca whatsapp konuşmalarının delil olarak dayanmalarına rağmen bilirkişi incelemesinin de yaptırılmadığını belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın ve erkek yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dosya arasında bulunan whatsapp mesaj kayıtları dikkate alındığında kadının erkeğe beddua ettiğinin, erkeğin de kadına hakaret ettiğinin, tarafların yine de eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.