"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/802 E., 2023/889 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/743 E., 2020/650 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, sosyal medya hesabından başka erkeklerle yazıştığını, düğünde kendisine takılan altınları erkeğin haberi olmadan ailesine verdiğini, kadının sürekli yalan söyleyerek evlilik birliğinde güvensizlik yarattığını, erkeğin düğünden sonra düğün masraflarını karşılamak için yurt dışına çalışmaya gittiğini, yurt dışında olduğu zaman içerisinde de kadının yine başka erkeklerle görüşmeye devam ettiğini, erkeği aramadığını, sürekli telefonla meşgul olduğunu, erkeğin yurt dışında birlikte çalıştığı arkadaşına mesajlar attığını, kadının eşinden habersiz olarak göndermiş olduğu paraları ailesine verdiğini, erkeği sevmediğini ve aile baskısından kurtulmak için evlendiğini söylediğini, evi terk ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; taarfların ilk gece birliktelik olmadığını, tatil dönüşünden sonra tarafların hiç birlikte olmadığını, erkeğin düğünden 4 ay sonra yurt dışına çalışmaya gittiğini, tarafların ortak konutu olmasına rağmen erkeğin ailesinin kadının orada kalmasına izin vermeyip kendi yanlarında kalmasını istediğini, erkeğin ailesi taarafından darp edildiğini, sürekli çalıştırıldığını, psikolojik baskı uygulandığını, telefonuna el konulduğunu, kısıtlandığını, rahatsızlığında hastaneye götürülmediğini, erkeğin ailesinin tehdit ve hakaretlerine sessiz kaldığını, erkeğin ailesinin kadına telefonuna program yükleyip konuşmalarını kaydettiklerini, erkeğin eski nişanlısı ile mesajlaştığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl enflasyon oranında arttırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tanıklarının anlatımlarından ve dosyaya gelen HTS kayıtlarında kadının sürekli telefonda görüşme ve mesajlaşma gibi davranışlarda bulunduğu, erkeğin birlikte çalıştığı iş arkadaşına özel hayatıyla ilgili sorular sorarak ve mesajlaşarak evlilik birliğinde uyulması gereken sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eşine ziynetleri ve para konularında yalan söyleyerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşinden ayrılmak istediğini söylediği, bu durumda davalı- davacı kadının tam kusurlu olduğu, davacı- davalı erkeğe ise isnat edilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesi ile açılan asıl boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, sübut bulmadığından birleşen boşanma davasının reddine, kadın yararına takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 500,00 TL'ye indirilerek kararın kesinleşmesine kadar devamına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; HTS kayıtlarındaki telefon numaralarının incelemesi yapılmadan Mahkeme eksik incelemeyle kadının telefonunun kullanılmasını gerekçe göstererek davanın kabulüne karar verilmesinin yasaya ve usule açıkça aykırı olduğunu, sık görüşülen numaraların çoğunun erkeğin kız kardeşleri ve annesi tarafından yapıldığının sabit olduğunu, gerekçeli kararda delillerinin değerlendirilmediğini belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, birleşen boşanma davasının reddi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle: istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, birleşen boşanma davasının reddi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanamayacağı, asıl boşanma davasının kabulünün ve birleşen boşanma davasının reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.