Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6664 E. 2024/5893 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/825 E., 2023/923 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kırıkkale 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/513 E., 2021/600 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, bu evlilikten iki çocuklarının bulunduğunu, davalı-davacının müvekkiline danışmadan, fikrini almadan, kendi başına karar aldığını, davalı-davacının hesabını kitabını eşinden ayrı tutarak aile olmanın bilincine varamadığını, davalı-davacı kadının evde genellikle mutfakta sigara içerek vakit geçirdiğini, eşiyle ve çocuklarıyla oturmayı tercih etmediğin,evin ihtiyaçlarının müvekkilinin maaşından karşılandığını, yeterli gelmediği zamanlarda davalı-davacının katkıda bulunduğunu, davalı-davacının maaşından kalan kısmını kendi hesabında biriktirdiğini, 5 yıldır bu şekilde birikim yapmakta olduğunu, zorunlu durumlar hariç aile hayatının giderlerine katılmadığını, yıllardır devam eden sorunların taraflar arasındaki iletişim kopukluğundan dolayı çözülemediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların küçük çocukları henüz 6 aylıkken müvekkilinin kucağındayken davacı-davalının müvekkilini darp ettiğini, 1.5 yıl önceki darp olayı nedeniyle müvekkili tarafından şikayet edilen davacı-davalının Kırıkkale 5.Asliye Ceza Mahkemesince dosya numarası 2018/147 numaralı dosyasından basit yaralama suçu nedeniyle ceza verildiğini ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, müvekkilinin evlilik süresince manevî olarak yalnız bırakıldığını, psikolojik gerek fiziksel şiddete maruz bırakıldığını, karşı tarafın tüm bu olumsuz davranışlarına ve kayınvalidesinin evliliklerindeki huzuru bozmaya çalışmasına rağmen çocukları için ve eşine duyduğu sevgi ve saygı adına evlilik birliğini layıkıyla sürdürmeye çalıştığını, davacı-davalının müvekkilinin tüm fedakarlıklarına ve çabalarına rağmen müvekkilini ve çocuklarını terkederek başka bir eve taşındığını, 5-6 aydır birlikte yaşamadıklarını, müvekkilinin Temmuz ayında, evi terkeden davacı-davalı tarafın yanına giderek kendisinin maruz kaldığı tüm kötü olaylara rağmen çocuklarını düşünerek konuşmaya çalıştığını, müvekkilinin "ben seni bir evde, kendimi başka bir evde düşünemiyorum, seni başka bir kadınla düşünemiyorum" deyip çocuklarının yanına dönmesini söylediğini, davacı-davalının müvekkilinin bu beyanlarına karşılık, "başkalarının koynuna girince alışıyorsun" dediğini, davacı-davalının evine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, kayınvalidesinin, müvekkilin haberi olmadan müvekkil ve karşı tarafın yaşadığı eve kendisinde bulunan evin anahtarı ile habersiz bir şekilde girip çıktığını, kayınvalidenin bu davranışının evliliğin başından davacı-davalının evi terketmesine kadar devam ettiğini, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00er TL tedbir ve iştirak nafakası, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat, ziynet ve kişisel alacağın davacı-davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı- davalının annesinin habersiz şekilde müşterek konuta gelerek tarafların evlilik birliğine müdahale ettiği, davacı-davalının evi terk ederek davalı-davacı ve ortak çocuklarla ilgilenmediği, davalı-davacının ise; eşinden habersiz sık sık dışarıya çıktığı, davacı-davalının ailesini evde istemediği,her iki tarafın da eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl boşanma davasının ve kadının birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının davalı-davacı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 450,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, davalı-davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 9 adet 21 gr 22 ayar bilezik (21gr x 9 x 248,00 TL) 46.872,00 TL, 6 adet 10 gr 22 ayar bilezik (10gr x 6 x 248,00 TL) 14.880,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 61.752 TL'nin 3.000 TL'sine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin tazminat taleplerinin reddi, ortak çocuklar için hükmolunan nafakaların miktarları, ziynet alacağı davası yönünden kurulan hüküm ve kişisel alacak davası yönünden herhangi bir karar verilmemiş olması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulü, kusur belirlemesi ile ziynet alacağı davası yönünden kendisi lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usuli işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davalı-davacı kadının ortak çocuklar için hükmolunan nafakaların miktarlarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde ortak çocuklar için daha uygun miktarda tedbir ve iştirak nafakası takdir edilmesine karar vermek gerektiği,çocuklar için ayrı aylık 800,00'er TL tedbir nafakası takdirine, hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, kişisel alacak davasının bu davadan tefrikine ve istinaf incelemesinin tefrik edilen dosya üzerinden yürütülmesine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili vekili temyiz dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından belirlenen kusur durumlarının hatalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin kusurlu olduğunu belirterek erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kendisinin tazminat taleplerinin reddi, ortak çocuklar için hükmolunan nafakaların miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175inci maddesi. 182 nci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.