"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/232 E., 2023/927 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/764 E., 2021/726 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından erkeğin davasının reddi, kusur, ziynet eşyası davası, kadın lehine verilen nafaka ve tazminat kararları yönlerinden, davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından ziynetlerin kısmen kabulü yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından her iki dava, kusur belirlemesi, tazmınatlar, nafakalar yönünden temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadının davasının kabulüne dair verilen karara karşı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesinin kadının davasının kabulüne yönelik kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- karşı davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı bu yönden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- karşı davalı erkek vekilinin kadının davasının kabulü yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı- karşı davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesiyle, davalı ile 2013 yılı ekim ayından bu yana ayrı yaşadıklarını, çalışıp gönderdiği paralarla davalının gayrimenkulleri ve menkulleri kendi üzerine aldığını, davalının kendisini dışladığını, çocuklarının kendisine cephe aldığını, aralarında geçimsizlik bulunduğunu, evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı vekili ise cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacının evlilik birliği içinde kocalık görevlerinin hiç birini yerine getirmediğini, davacının yasa dışı yollardan Almanya'ya gittiğini, davacının eşini de yanına alacağını söylemesine rağmen hiçbir teşebbüste bulunmadığını, davacının 2005 yılında Almanya’dan dönmesine rağmen hiçbir masrafı karşılamadığını, 2013 yılında evden ayrıldığını, ziynetleri de yanında götürdüğünü, bu para ve ziynetleri kaçak sigara işinde kullandığını, ancak sigaraları yakalatması nedeniyle cezalandırıldığını, davacının engelli kızı ...’ı hiçbir zaman sahiplenmediğini, diğer çocuklara da babalık görevini yerine getirmediğini, tüm birikimlerini çarçur ettiğini, davacının da halen başka bir kadınla yaşadığını 6 yılı aşkın süredir ne eşini nede çocukları arayıp sormadığını ileri sürerek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 750,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ile düğünde takılan 6 tane 22 ayar 30 gr bilezik, 1,5 metre zincir, 1 adet yan yana dizilmiş çeyrek altınlardan oluşan bilezik, 1 adet Kaburga bilezik, 5 yüzük , 1 küpe den oluşan takıların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’sinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin evlilik birliğine ait görevlerini ihmal etmek, ilgisiz ve sorumsuz davranmak, hakaret ve küfür, şiddete teşebbüs, engelli kızına karşı kötü davranmak, 2009 yılında karısına ait ziynetleri ve birikmiş parayı alarak evi terk etmek, bu şekilde elde ettiği paralarla kaçak sigara işine girip ceza almak ve uzun zamandan beri başka kadınla birlikte yaşayıp 2 çocuk sahibi olmaktan dolayı tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı- karşı davacı lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına, 20.000,00'er TL maddî-manevî tazminatın davacı-karşı davalı erkekten tahsiline, ziynetlere ilişkin ise davacı-karşı davalı erkeğin evi terk ederken kadına ait ziynetleri götürdüğü ispatlandığından ziynetlere yönelik davanın kısmen kabulüne, 6 adet 22 ayar 22'şer gram burma bilezik, 1 adet 1,5 metre 14 ayar burgu zincir, 1 adet yan yana dizilmiş çeyrek altından oluşan bilezik, 4 adet 14 ayar muhterif yüzük ve 1 adet 14 ayar küpenin aynen iadesine, olmazsa toplam 43.795,00 TL'nin 3.978,00 TL'sinin dava tarihinden, bakiye kalan kısmın ıslah tarihine işleyecek yasal faiziyle davacı-karşı davalıdan tahsiline karar veilmiş, davacı vekilinin talebiyle mahkemece 400,00 TL olarak verilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin ek karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin davasının reddi, kusur, ziynet eşyası davası, kadın lehine verilen nafaka ve tazminat kararları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; ziynetlerin kısmen kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili;her iki dava , kusur belirlemesi, tazmınatlar, nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile erkeğin boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin kadının boşanma davasına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin, diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.